El cantar de beowulf para subirAgustin BorgeseEl documento resume el Cantar de Beowulf, un poema épico anglosajón anónimo escrito entre los siglos V y VII en Escandinavia. Detalla que consta de 3182 versos divididos en cuatro cantos y narra las hazañas del héroe Beowulf contra Grendel, la madre de Grendel y un dragón. Explica la importancia cultural que tuvo para Inglaterra como una de las obras más antiguas que refleja los valores de la época.
Ramón maría del valle inclánTania García Ramón María del Valle-Inclán fue un escritor español nacido en 1866 en Galicia. Fue poeta, novelista y dramaturgo destacado. Creó el género literario del esperpento, que consistía en abordar temas serios desde una perspectiva burlesca para denunciar problemas sociales y políticos de España. Algunas de sus obras más importantes fueron las Sonatas, Divinas Palabras y Luces de Bohemia.
Teatro español de posguerrajaguilerapEl documento resume la evolución del teatro español de posguerra en 3 oraciones: 1) La guerra civil marcó un corte para el teatro con la muerte de algunos dramaturgos y el exilio de otros. 2) En las décadas de 1940 y 1950 dominó el teatro comercial y de humor, aunque también surgieron dramaturgos comprometidos socialmente como Buero Vallejo y Sastre. 3) A partir de los años 1970 surgió un teatro experimental y de vanguardia impulsado por autores como Arrabal y Nieva, a la vez que continuaron los dramaturgos
El cantar de beowulf para subirAgustin BorgeseEl documento resume el Cantar de Beowulf, un poema épico anglosajón anónimo escrito entre los siglos V y VII en Escandinavia. Detalla que consta de 3182 versos divididos en cuatro cantos y narra las hazañas del héroe Beowulf contra Grendel, la madre de Grendel y un dragón. Explica la importancia cultural que tuvo para Inglaterra como una de las obras más antiguas que refleja los valores de la época.
Ramón maría del valle inclánTania García Ramón María del Valle-Inclán fue un escritor español nacido en 1866 en Galicia. Fue poeta, novelista y dramaturgo destacado. Creó el género literario del esperpento, que consistía en abordar temas serios desde una perspectiva burlesca para denunciar problemas sociales y políticos de España. Algunas de sus obras más importantes fueron las Sonatas, Divinas Palabras y Luces de Bohemia.
Teatro español de posguerrajaguilerapEl documento resume la evolución del teatro español de posguerra en 3 oraciones: 1) La guerra civil marcó un corte para el teatro con la muerte de algunos dramaturgos y el exilio de otros. 2) En las décadas de 1940 y 1950 dominó el teatro comercial y de humor, aunque también surgieron dramaturgos comprometidos socialmente como Buero Vallejo y Sastre. 3) A partir de los años 1970 surgió un teatro experimental y de vanguardia impulsado por autores como Arrabal y Nieva, a la vez que continuaron los dramaturgos
Mehmet Emi̇n YurdakulBuğrahan DönmezMehmet Emin Yurdakul (d. 13 Mayıs 1869, İstanbul - ö. 14 Ocak 1944, İstanbul), Türk şair, milletvekili. “Türk Şairi”, “Milli Şair” diye anılır.
Şu Çılgın Türkler - horozz.netAdnan DanKurtuluş dizisinin de senaristi olan Turgut Özakman'ın elli küsur yıldır süregelen araştırmalarının ürünüdür. Özakman, kitapta anlattığı olayların geçtiği yerleri sırt çantası ile yaya olarak yürüyerek dolaşmış, bilgileri ve belgeleri derlemiştir. Kitaptaki olaylar, kişiler ve konuşmalar belgelerden alınmıştır.
Gercek sinema 02Redakte.NetGERÇEK SİNEMA bugüne değin çıkan ve çıkmakta
olan bazı «idare-i maslahatçı» dergilerin dışında toplumcu
gerçekçi kültür ve sinemayı yaymak, benimsetmek amaç
ve işleviyle ikinci sayısı ile karşınızda.
GERÇEK SİNEMA kesinkes bir kadro dergisi değildir.
Türkiye’nin sosyo - ekonomik ve kültürel sorunlarım
nesnel bir biçimde kavramış, toplumcu gerçekçiliğin ezilen
ve sömürülenlerle, okur ve izleyiciyle, sanatçı ve düşünürlerle
«dünyayı değiştirmek» yöntemi olduğunu bilen, yoz
burjuva kültürüne karşı toplumcu gerçekçi kültürü savunan
kişilerin, siz okurların dergisidir.
GERÇEK SİNEMA geri bıraktırılmış bir ülkenin dü
şün ve eylem savaşçılarıyla toplumcu gerçekçi kültür ve
sinemanın oluşturulması için cmuz omuzadır. Halkın ger
çek sinemasından, fotoğrafmdan yanadır. Bu erekle yayı
nını sürdürecektik Başta «sansür» clmak üzere tüm gerici
kuruluşlara, doğal olarak tüm gerici düşüncelere karşıdır.
Toplumcu gerçekçi kültür için... nesnel eleştiri için
GERÇEK SİNEMA.
ATATÜK'ÜN YAZDIĞI ŞİİRLERHolistik Danışmanlık Hiz. Ltd.Şti.Bekir bey derlemiş,ellerine sağlık.
Belki daha önce gördünüz belki görmediniz ama mutlaka ilginizi çekecektir.
3. NAZIM HİKMET RAN Nâzım Hikmet Ran (d. 20 Kasım 1901, nüfusta kaydı 15 Ocak 1902, Selanik - ö. 3 Haziran 1963, Moskova) Türk şair ve oyun yazarı. Lakabı " Güzel Yüzlü Şair "dir. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin öncülerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır. Eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır.
4. HAYATI İlk şiiri ‘Feryad-ı Vatan’'ı 1913'te yazar. Aynı yıl Galatasaray Sultanisi'nde ortaokula başlar. 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi'ne girer. Daha sonra Kurtuluş Savaşı için Anadolu'ya geçer. Fakat sağlık nedenleri ile bahriyeden ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Hamidye Kruvazörü'nde güverte subayıdır.
5. HAYATI Bolu'ya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Batum üzerinden Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921'de gittiği Moskova’da devrimin ilk yıllarına tanık olur ve komünizm ile tanışır. 1924'te Moskova’da yayınlanan ilk şiir kitabı ’28 Kanunisani’ sahnelenir. O yıl Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başlar. Dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği’ne gider. 1928’de af kanunundan yararlanır ve Türkiye'ye geri döner.
6. HAYATI Bu kez Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. 1938’de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırılır. 12 sene süren tutukluluktan sonra askere alınacağı ve askerde öldürüleceği endişesiyle 1950 yılında, Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'ne gitti. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulunca ülke vatandaşlığından çıkarıldı ve Nazım Hikmet, büyük dedesi Mahmut Celaleddin Paşa (Konstantin Borzecki)'nın memleketi olan Polonya vatandaşlığına geçerek ve Borzecki soyadını aldı. Moskova'da 3 Haziran 1963 tarihinde kalp krizinden öldü. SSCB posta pulunda Nazım Hikmet
7. Davaları ve Sürgün 1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden birçok kere yargılandı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın kaldı. Bursa cezaevinde kaldığı yılları anlatan Mavi Gözlü Dev adlı film 2007 yılında vizyona girmiştir. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. Ancak sürekli izlendiği ve çürüğe ayrıldığı halde 48 yaşında yeniden askerlik yapmaya çağrılması ve öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi. Sovyetler Birliği'nde Moskova yakınlarındaki yazarlar köyünde ve daha sonra da, eşi Vera Tulyakova (Hikmet)ile Moskova'da yaşadı. Memleket dışında geçirdiği yıllarda Bulgaristan, Macaristan, Fransa (Paris), Havana, Mısır gibi dünya memleketlerini dolaştı, buralarda konferanslar düzenledi, savaş ve emperyalizm karşıtı eylemlere katıldı, radyo programları yaptı. Budapeşte Radyosu ve Bizim Radyo bunlardan bazılarıdır. Bu konuşmaların bir kısmı bugüne ulaşmıştır.
8. Ölümü ve Sonrası 3 Haziran 1963 sabahı saat 06:30 geçirdiği kalp krizi sonucunda ölmüştür. Ölümü üzerine Sovyet Yazarlar Birliği salonunda yapılan törene yerli yabancı yüzlerce sanatçı iştirak etmiş ve tören siyah beyaz olarak kaydedilmiştir. Ünlü Novo-Deviçye Mezarlığı'nda gömülüdür. Mezar taşı siyah bir granitten olup meşhur şiirlerinden biri olan rüzgâra karşı yürüyen adam figürü taş üzerinde ebedileştirilmiştir.
9. Ölümü ve Sonrası 2006 yılında Bakanlar Kurulunun Türk vatandaşlığından çıkarılmalar ile ilgili yeni bir düzenleme yapması durumu belirdi. Yıllardır tartışılmakta olan Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığına yeniden kabul edilmesi yolu açılmış gibi gözükmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu maddenin sadece yaşamakta olanlar için düzenlendiğini ve Nazım Hikmet'i kapsamadığını öne sürerek bu öneriyi reddetti.
10. Ölümü ve Sonrası Şair Nazım Hikmet'in 2008 yılının ilk günlerinde, eşi Piraye'nin torunu Kerem Bengü tarafından, Piraye'nin evrakları arasında, “Dört Güvercin” adında bir şiiri ve 3 adet tamamlanmamış roman taslağı bulundu.
11. Yeniden vatandaşlığa alınması 2009 yılının 5 Ocak Günü "Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığından çıkartılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yürürlükte kaldırılmasına ilişkin önerge" Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Nazım'a yeniden Türk vatandaşlığının iade edilmesine ilişkin bir kararname hazırladıklarını ve bu teklifin imzaya açıldığını ifade eden Hükümet Sözcüsü yaptığı açıklamada, 1951 yılında vatandaşlıktan çıkartılan Nazım Hikmet'in yeniden Türk vatandaşı olmasına ilişkin önerinin Bakanlar Kurulu'nca oylanarak kabul edildiğini söyledi. Bakanlar Kurulu'nun 05.01.2009 tarihinde aldığı bu karar, 10.01.2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlandı ve Nazım Hikmet, 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşı oldu. Köksal Toptan
12.
13. OTOBİYOGRAFİSİ 1902'de doğdum doğduğum şehre dönmedim bir daha geriye dönmeyi sevmem üç yaşında Halep'te paşa torunluğu ettim on dokuzumda Moskova komünist üniversite öğrenciliği kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu ve on dördümden beri şairlik ederim kimi insanlar otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların kimi insan ezbere sayar yıldızların adını ben hasretlerin
14. OTOBİYOGRAFİSİ hapislerde de yattım büyük otellerde de açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
15. OTOBİYOGRAFİSİ otuzumda asılmamı istediler kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini verdiler de otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum Prag'dan Havana'ya
18. OTOBİYOGRAFİSİ 951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün 52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
19. OTOBİYOGRAFİSİ sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile aldattım kadınlarımı konuşmadım arkasından dostlarımın
20. OTOBİYOGRAFİSİ içtim ama akşamcı olmadım hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
22. OTOBİYOGRAFİSİ bindim tirene uçağa otomobile çoğunluk binemiyor operaya gittim çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye ama kahve falına baktırdığım oldu
24. OTOBİYOGRAFİSİ kansere yakalanmadım daha yakalanmam de şart değil başbakan falan olacağım da yok meraklısı da değilim bu işin bir de harbe girmedim sığınaklara da inmedim gece yarıları yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında ama sevdalandım altmışıma yakın sözün kısası yoldaşlar bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da insanca yaşadım diyebilirim ve daha ne kadar yaşarım başımdan neler geçer daha kim bilir (11.9.'61 - Doğu Berlin)
25. YAPITLARI Güneşi İçenlerin Türküsü (1928) 835 Satır (1929) Jokond ile Si-Ya-U (1929) Varan 3 (1930) 1+1=1 (1930) Sesini Kaybeden Şehir (1931) Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932) Gece Gelen Telgraf (1932) Taranta Babu'ya Mektuplar (1935) Portreler (1935) Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936) Saat 21-22 Şiirleri (1965) Kurtuluş Savaşı Destanı (1965)
26. YAPITLARI Dört Hapishaneden (1966) Rubailer (1966) Yeni Şiirleri (1966) Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-67) Şu 1941 Yılında (1965)
27. YAPITLARI İlk Şiirleri (1969) Son Şiirleri (1970) Nâzım Hikmet ve Seçme Şiirleri (1975, hazırlayan: Asım Bezirci) Tüm Eserleri (1975-1980, Cem Yayınevi, 8 kitap, bütün şiirler) Nâzım Hikmet'in Bilinmeyen İki Şiir Defteri (1980, hazırlayan: Kemal Sülker) Nâzım Hikmet Toplu Yapıtları (26 Kitap, Adam Yayınları, 1988-1992)
28. ŞİİRLERİ 21 1 924 Açlık Ordusu Yürüyor Asya-Afrika Yazarlarına Aşı Ben Senden Önce Ölmek İsterim Benerci Kendini Niçin Öldürdü? Benim Oğlan Fotoğraflarda Büyüyor Berkley Beş Satırla Beyazıt Meydanındaki Ölü
29. ŞİİRLERİ Bir Acayip Duygu Bir Ayrılış Hikayesi Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları Bir Gemici Türküsü Bir Hazin Hürriyet Bir Kız Vardı Japonya'da Bir Küvet Hikayesi Bu Vatana Nasıl Kıydılar Bulutlar Adam Öldürmesin Büyük İnsanlık
30. ŞİİRLERİ Cevap Dört Numara Ceviz Ağacı Çankırı Hapisanesinden Mektuplar Çarlık Rusyasının Ölümü Çınarı Yıkmak İçin Baltayı Köküne Vururlar Çocuklar Ölebilir Yarın Çocuklarımıza Nasihat Davet Doğum Dört Hapisaneden (İstanbul, Ankara, Çankırı, Bursa)
31. ŞİİRLERİ Dörtlük Dünyanın En Tuhaf Mahluku Dünyayı Verelim Çocuklara Fakir Bir Şimal Kilisesinde Şeytan ile Rahibin Macerası Gazete Fotoğrafları Üstüne Gece Gelen Telgraf Gelmiş Dünyanın Dört Bir Ucundan Gerileyen Türkiye Yahut Adnan Menderes'e Öğütler Giden Giderayak
32. ŞİİRLERİ Gömlek Pantolon Kasket ve Fötre Dair Gövdemdeki Kurt Gözlerin Güneşi İçenlerin Türküsü Güneşin Sofrasında Güz Haber Hasret Hasret Herkes Gibi
33. ŞİİRLERİ Hiçbir Ağaç Böyle Harikulade Bir Yemiş Vermemiştir Hiciv Vadisinde Bir Tecrübei Kalemiye Hoşgeldin Hürriyet Kavgası İstanbul'da, Tevkifane Avlusunda İyimser Adam İyimserlik Japon Balıkçısı Kadınlarımızın Yüzleri Kalbim
34. ŞİİRLERİ Kanter İçinde Karlı Kayın Ormanında Kemal Tahir'e Mektup Kerem Gibi Kırkıncı Yılımız Kışlık Saray Kız Çocuğu Kore'de Ölen Bir Yedek Subayımızın Menderes'e Söyledikleri Kuvâyi Milliye Lodos
35. ŞİİRLERİ Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri Mavi Liman Memleketimden İnsan Manzaraları Memleketimden İnsan Manzaraları'ndan Merhaba Çocuklar Mor Menekşe, Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk Mukaddes Karın Münevver'in Doğum Günü Nerden Gelip Nereye Gidiyoruz? Neyi Bildirir Sayılar
36. ŞİİRLERİ Nikbinlik Niyazalant Sömürgesi Orkestra Otobiyografi Ölçü Ölüme Dair Orada Tanıdıklarım I Orada Tanıdıklarım II Piraye İçin Yazılmış : Saat 21-22 Şiirleri Portatif Karyola
37. ŞİİRLERİ Postacı Radyoaktiviteli Yağmurlar Üstüne Rubailer Salkımsöğüt Saman Sarısı Sen Ses Sesler Geliyor Silahsız İnsanlar Şair
38. ŞİİRLERİ Şarkılarımız Şehitler Şeyh Bedrettin Destanı Tahirle Zühre Meselesi Taranta - Babu'ya Mektuplar Teftiş Trafik Memurları Türkiye İşçi Sınıfına Selam Üç Selvi Vasiyet
39. ŞİİRLERİ Vatan Haini Veda Yarıda Kalan Bir Bahar Yazısı Yaşamaya Dair Yine İyimserlik Üstüne Yine Memleketim Üstüne Söylenmiştir Yine Ölüme Dair Yine Yağmur Üstüne Yirminci Asra Dair Yolculuk Yürümek Zafere Dair
41. İNGİLİZLERDEN NÂZIM HİKMET On Living - Translated by Randy Blasing & Mutlu Konuk The Blue - eyed Giant , The Miniature Woman And The Honeysuckle - Translated by Randy Blasing & Mutlu Konuk The Japanese Fisherman - Translated by Richard McKane The Walnut Tree - Translated by Gün GENCER Things I Didn't Know I Loved - Translated by Randy Blasing & Mutlu Konuk Today İs Sunday - Translated by Randy Blasing & Mutlu Konuk
42. BESTELENEN ŞİİRLERİ Asker Kaçakları, Grup Yorum - Asker Kaçakları Ceviz Ağacı, Cem Karaca - Ceviz Ağacı Güneşi İçenlerin Türküsü, Grup Baran - Güneşi İçenlerin Türküsü Salkımsöğüt, Grup Baran - Salkımsöğüt Şeyh Bedrettin Destanı, Ahmet Kaya - Şeyh Bedrettin Vapur, Zülfü Livaneli, Bir Vapur Geçer Veda, Grup Yorum - Veda
43. Sanatsal Gelişmesi Nâzım Hikmet ilk şiirlerini hece vezniyle yazmakla birlikte, içerik bakımından hececilerden oldukça uzaktı. Onların bireyci şiirlerinin tuzağına düşmemiş, toplumsal içerikli bir şiire yönelmiş, Tevfik Fikret, Mehmet Emin ve Mehmet Âkif gibi şairlerin yoluna girmişti. Giderek şiirinin gelişen içeriğine, hece ölçüsünün dar kalıpları yetmez oldu, yeni biçim arayışlarına yöneldi. Sovyetler Birliği'nde kaldığı ilk yıllarda (1922-1925), bu biçim arayışları doruğuna ulaştı. Hece ölçüsünün kalıplarını kırarak, Türkçe'nin zengin ses özelliklerine büyük uyum sağlayan serbest nazma geçti. Bu değişiklikte Mayakovski'nin ve Gelecekçilik'i savunan öbür genç Sovyet şairlerinin etkileri olmuştu. "Üç telinde üç sıska bülbül öten / üç telli saz"la çağdaş bir türkü söylenemeyeceğine inanıyordu. Yaşamın gerçeklerinden kaçarak kendi kabuğuna çekilenlerden, sanatsal etkinlikleri yalnızca aydınlara özgü etkinlikler olarak görenlerden, halkı küçümseyenlerden alabildiğine uzaklaşmıştı. Türkiye'de 1929'da 835 Satır adlı ilk kitabı yayımlandığında, bu kitaptaki şiirler karşısında, sanat çevreleri önce büyük bir şaşkınlığa düştü. Sonra çağın ünlü yazarlarından umulmadık övgüler geldi. Ahmet Haşim, Yakup Kadri gibi sanatçılar bile şairliğini öven sözler ettiler. Nâzım Hikmet, izleyen yapıtlarıyla da etkisini sürdürdü, serbest nazmın benimsenmesini kısa sürede sağladı. 1936'ya değin yayımlanan kitaplarıyla, Cumhuriyet dönemi şiirinin değer yargılarını kökünden sarstı.
44. Sanatsal Gelişmesi Şeyh Bedreddin Destanı 'nda ise şiirini tam anlamıyla ulusal bir bireşime ulaştırdı. Divan ve Halk şiiri söyleyişlerini çağdaş bir anlayış içinde eritti. Başyapıtı olan Memleketimden İnsan Manzaraları 'nı 1941'de Bursa Cezaevi'nde yazmaya başlamıştı. İkinci Meşrutiyet'ten II. Dünya Savaşı sonrasına kadar çok geniş bir zaman diliminin öyküsünü (1908-1959) bu kitapta destanlaştırdı. Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı Memleketimden İnsan Manzaraları , bütünüyle şiir, roman, öykü, oyun, senaryo, destan denemeyen yeni bir türün habercisi oldu. Nâzım Hikmet cezaevi yıllarında en yüksek noktasına ulaşan verimliliğiyle birbirinden güzel şiirler yazmıştı. Yurt dışına çıktıktan sonra uzun süre ustalığına sığınarak benzer şiirlerle yetindiği, bir aşama yapamadığı izlendi. 1959'dan sonra ise "Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi" şiirleriyle yepyeni bir havaya girerek sanatının üst düzeydeki son ürünlerini verdi. 1938'de şairin cezaevine girmesiyle yasaklanıp ortadan kaldırılmış olan Nâzım Hikmet şiiri, Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te yeniden ortaya çıkabildi. Türk şiirinin en büyük ustalarından biri olan Nâzım Hikmet romanlar, oyunlar da yazmıştı. Toplumcu gerçekçi oyun yazarlığının kuramsal sorunlarına çözümler getirmek amacındaki oyunlarından film, bale, opera uygulamaları yapıldı. Ayrıca çeşitli konularda çok sayıda makalesi, eleştiri yazıları da vardır.
45. MEMLEKETİMİ SEVİYORUM Memleketimi seviyorum : Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım. Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı memleketimin şarkıları ve tütünü gibi. Memleketim : Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları benim o kendi kendinden bile gizleyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir. Memleketim. Memleketim ne kadar geniş : dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye pamuk işleyenlere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye utanıyorum. Memleketim : develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler, kavak söğüt ve kırmızı toprak. Memleketim. Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven alabalık ve onun yarım kiloluğu pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla Bolu'nun Abant gölünde yüzer.
46. MEMLEKETİMİ SEVİYORUM Memleketim : Ankara ovasında keçiler : kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması. Yağlı, ağır fındığı Giresun'un. Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması, zeytin incir kavun ve renk renk salkım salkım üzümler ve sonra karasaban ve sonra kara sığır ve sonra : ileri, güzel, iyi her şeyi hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım yarı aç, yarı tok yarı esir.. Nazım Hikmet
47.
48. ONUN İÇİN YAZAN ÜNLÜLER Pablo Neruda (1904-1973) Şilili şair Howard Fast (1914-199?) A.B.D.'li romancı Yevgeni Yevtuşenko (d.1933) Sovyet şairi Cahit Sıtkı Tarancı (1910-1956) Attilâ İlhan (d.1925) Arif Damar (d.1925) Turgut Uyar (1927-1985) Cemal Süreya (1931-1990) Gülten Akın (d.1933) Kemal Özer (d.1933) Özdemir İnce (d.1936) Metin Demirtaş (d.1938) Tristan Tzara (1896-1963) L ouis Aragon (1897-1982) Philippe Soupault (1897-1990) Jean-Paul Sartre (1905-1980) Ahmet Haşim (1885-1933) Yakup Kadri (1889-1974) Nurullah Ataç (1898-1957) Mehmet Ali Aybar (1908-1995) Abidin Dino (1913-1993) Mahmut Dikerdem (1916-1993) Memet Fuat (d.1926) Selahattin Hilav (d.1928) Afşar Timuçin (d.1939) VE DAHA BİR SÜRÜ TÜRK VE YABANCI ÜNLÜ...
49. ONUN İÇİN NELER YAZDILAR Cahit Sıtkı Tarancı (1910-1956) BİR ŞEY I Bir şey ki hava gibi ekmek gibi su gibi Lazım insana lazım onsuz yaşanılmıyor Ana baba gibi dost gibi yavuklu gibi Kalp titremeden göz yaşarmadan anılmıyor. Bir şey ki gözümüzde memleket kadar aziz Aşk ettiğimiz kendimize dert ettiğimiz Adını çocuklarımıza bellettiğimiz Bir şey ki artık hasretine dayanılmıyor.
50. ONUN İÇİN NELER YAZDILAR Cahit Sıtkı Tarancı (1910-1956 ) II Bir şey daha var yürekler acısı Utandırır insanı düşündürür Öylesine başka bir kalp ağrısı Alır beni ta Bursa'ya götürür. Yeşil Bursa'da konuk bir garip kuş Otur denmiş oracıkta oturmuş Ta yüreğinden bir türkü tutturmuş Ne güzel şey dünyada hür olmak hür. Benerci Jokond Varan Üç Bedrettin Hey kahpe felek ne oyunlar ettin En yavuz evladı bu memleketin Nâzım ağbey hapislerde çürür.
51. ONUN İÇİN NELER YAZDILAR Attilâ İlhan (d.1925) MÜJGÂN'A AŞK ŞARKILARI o akşam da lambamızı söndürmüştük nedîm ile nedîm'den bile kıskandığım sevdiğim ile son şarkılar dağılmıştı mevsim ile yalnız çamlıca'da bir ud yankılanırdı dünyayı tumturaklı bir yalan sayanlar yalanın dehşetini yaşlandıkça anlar nâzım'ın piraye'yi sevdiği zamanlar ölse ölümünden ne suçlar çıkarılırdı boğucu bir sessizlikte ateşten goncalardır o demirden şiirler ki sanki tabancalardır umutsuz hangi gününde el atsan ateşe hazır nâzım onları yazarken duvarlar çatırdardı gördün sessizce buluştuğunu nâzım'la nedîm'in lacivert ıssızlığında yıldızlı bir serviliğin birinin elinde varidat'ı simavnalı bedreddin'in birini ağzında gül elinde mey kâsesi vardı
52. ONUN İÇİN NELER YAZDILAR Ahmet Haşim (1885-1933) "Bu vezin bildiğimiz vezinlerden değil, bu lisan şiirin bizde bugüne kadar kullandığı lisana benzemiyor. Nâzım Hikmet Bey , tarzını kendi icat etmedi, bu biçimde şiirler şimdi dünyanın her tarafında yazılıyor. Nâzım Hikmet Bey bu tarzı anlamış, Türkçeleştirmiş, bu iklimin toprağında tutturabilmiş büyük bir yeni şairimizdir. Bu şiirin eskisine nazaran rüchanı muhakkak. Eskiden şiir bir tek düdükle söylenirdi. Nâzım Hikmet Bey bir tek alet yerine koca bir orkestra takımı vücuda getirmiş."
53. ONUN İÇİN NELER YAZDILAR Yakup Kadri (1889-1974) "835 Satır Türk şiirindeki, hatta Türk dilindeki inkılabın ilk satırıdır. O, yalnız Türk şiirinde çığır açmış bir edebiyat inkılapçısı değil, hiç görmeğe alışık olmadığımız yepyeni bir şair tipidir."
54. ONUN İÇİN NELER YAZDILAR Nurullah Ataç (1898-1957) "Herhangi bir eserin güzel olup olmadığını anlamak için elimizde heyecanımızdan başka bir ölçü yoktur. Ben Şeyh Bedreddin Destanı'ndaki manzumeleri heyecandan sarsılarak okudum. Demek ki onlar benim için güzeldir. Bir insan için güzel olanın, daha birçok insanlar için de güzel olması pek muhtemeldir." (28 Kasım 1936 tarihli "Şeyh Bedreddin Dostum" başlıklı yazısından.)
55. Nazım Hikmet Hatıra Parası Nazım Hikmet anısına 5 Nisan 2004 tarihinde hatıra parasının basıldığını biliyor muydunuz? Nominal değeri 15.000.000 TL olan bu madeni para 999 ayar gümüşten, 5000 adet basıldı.