Luận Văn Thạc Sĩ Tạo Động Lực Làm Việc Tại Ủy Ban Nhân Dân.Dịch Vụ Viết Thuê Đề Tài 0934.573.149 / Luanvantot.comLuận Văn Thạc Sĩ Tạo Động Lực Làm Việc Tại Ủy Ban Nhân Dân. đã chia sẻ đến cho các bạn nguồn tài liệu hoàn toàn hữu ích đáng để xem và tham khảo. DỊCH VỤ VIẾT THUÊ ĐỀ TÀI TRỌN GÓI ZALO TELEGRAM : 0934.573.149 TẢI FLIE TÀI LIỆU – LUANVANTOT.COM
Thuyết minh dự án nuôi heo nái sinh sản.docxLẬP DỰ ÁN VIỆTHotline:0918755356-0936260633 Chuyên thực hiện các dịch vụ
- Tư vấn lập dự án vay vốn ngân hàng
-Tư vấn lập dự án xin chủ trương
- Tư vấn lập dự án đầu tư
- Tư vấn lập dự án kêu gọi đầu tư
- Tư vấn giấy phép môi trường
- Lập và đánh giá sơ bộ ĐTM cho dự án
-Thiết kế quy hoạch chi tiết tỷ lệ 1/500
- Tư vấn các thủ tục môi trường
http://lapduandautu.vn/
http://duanviet.com.vn/
Dịch vụ lập dự án kinh doanh: Công ty Cổ Phần Tư vấn Đầu tư Dự Án Việt | Trụ sở : 28B Mai Thị Lựu, P. Đa Kao, Quận 1, TP.Hồ Chí Minh. | Website : www.duanviet.com.vn | Hotline: 0918755356
Kontrasepsiyonda guncel uygulamalarmitoztipÜLKEMİZDE KONTRASEPSİYONDA GÜNCEL UYGULAMALARDAN BİR KESİT (1.EGE EBELİK VE DOĞUM KONGRESİ DR.KENAN ERTOPCU SUNUMU 22 MART 2014)
Başarısız olmamizi sağlayan davranişlar ve üstesinden gelebilmekandre9131Özyıkıcı davranışlar bizim harekete geçmemizi engelleyen kendimizi kötü hissetmemize neden olan çocukluğumuzdan itibaren maruz kaldığımız ve bizden beklenen alışkanlık ve davranışlardır,başarılı olmamıza engel olan bu davranışların üstesinden gelmeyi öğrenebiliriz.
Aile İçi İletişim- Mustafa YILMAZ (Keşif Akademi)Keşif AkademiHayatı tek başına omuzlayabilmek çok zor bir iştir. Her insanın sağlıklı bir aileye, bir desteğe ve paylaşılan bir hedefe ihtiyacı vardır.
İnsanların çok küçük sebeplerle mutsuz olduklarını ve ailelerini parçaladıklarını zaman zaman şahit oluyoruz. Bu gibi durumlarla karşılaştığımda aklıma şu gelir. “Acaba güçlü ve geliştirici bir evliliğin sırları nelerdir?” İnsan öğrenebilen bir varlıktır. Acaba mutlu evliliklerin tutum ve davranışları örnek alınarak sağlıklı bir evlilik kurulup sürdürülemez mi? Evlilikte önemli olan kimin haklı ve ya kimin haksız olduğunu ispat etmek mi, yoksa karşılıklı anlayış mı?
Evlilikte mutluluğu aramak, onu yakalamak ve doyasıya yaşamak, her yeni çiftin hayalidir. Fakat mutluluğu bulmanın yolları bilinmezse ve bu konuda çaba gösterilmezse çiftlerin aile mutluluğuna kavuşmaları zorlaşacaktır. Evliliklerin sağlam zemine oturması için harcanacak çabanın, yorucu ama gerekli olduğunu bilmeliyiz. Çünkü aile huzuru bizim ve çocuklarımız için çok önemli.
ѱʴձ̇.ٳABDULHADIMORADIDuygudaşlık olarak da anılan empati, üzerinde bir çok tanım yapılan bir kavramdır. Ancak en genel ifade ile empati, “empati bir kişinin kendisini duygu ve düşüncelerinden soyutlayarak bir başkasının inançlarını, arzularını ve özellikle duygularını farkına varabilme ve anlayabilme yeteneğidir”. Kişinin karşısındaki bir başka kişinin duygu ve düşüncelerini anlayabilme temeline dayanan empati, kişiler arası iletişim için de oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler düşünüldüğünde insanların gerek yüz yüze gerekse iletişim araçları ile daha sık iletişim kurduğu bilinmektedir. Uzmanlar, empati duygusuna sahip olan ve olmayanlar arasında farklı değerlendirmelerin yapıldığını ifade etmektedir. Buna bağlı olarak empati duygusuna sahip olanlar ve olmayanların bir durum karşısında ya da bir kişiye verdikleri yanıtlar ya da tepkilerin farklılaşması mümkündür. Bu bağlamda iyi bir iletişimin en önemli unsurlarından birisinin empati olduğu görülmektedir.
Bebekler üzerinde yapılan deneysel araştırmaların sonucunda, uzmanların insanların doğuştan empati yeteneğine oldukça yüksek oranda sahip olduğunu göstermektedir. İnsanın yaşam sürecinde tecrübelerine ve çevresine bağlı olarak bu duygunun azalması ya da gelişmesi mümkündür. Öte yandan empatinin sonradan kazanılması da mümkündür.
Eğitimin Amaçları
Kişiye empatinin ne olduğunu ve ne olmadığını anlatmak
Empatinin öğrenilmesi ve kontrol edilmesi için ihtiyaç duyulan yönlendirmeleri yapmak
Empatinin geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan adımları göstermek
Empatinin kişiye sağlayacağı katkılar hakkında farkındalık kazanmak
Empatinin sınırlarını çizerek sağlıklı bir çerçeve oluşturmak
Eğitimin Katkıları
Eğitim, kişinin iletişim becerilerini artırır
Eğitim, kişisel ve kariyer hayatında empati aracılığıyla yapabileceği iyileştirmeler hakkında fikir verir
Eğitim, kişinin iyi bir dinleyici olması için ihtiyaç duyacağı yönlendirmeleri yapar
Eğitim, empatinin faydalarını hangi alanda ve nasıl uygulayacağını öğretir
Eğitim, kişiye empati duygusunu geliştirmesi yolunda rehberlik yapar
Eğitim, aşırı empatinin getirdiği ruhsal yorgunlukları gidermek için empati konusundaki sınırların nasıl çizileceğini öğretir
Eğitim, özel hayatınızı, iş hayatınızı sorunlarını çözmenize yardımcı olur
AİLEDE MUTLULUK VE BAŞARILI ÇOCUKLAR.pptxelbeyoglukamuranBaşarı her zaman notlarla veya maddi kazanımlarla ölçülmez.. Ailedeki mutluluk çocukların anne babaları tarafından onaylandıklarını hissettiklerinde ve kendilerini güvende hissettiklerinde, kendilerini ifade etme imkanı bulduklarında tesis edilebilir. Anne babalar çocukları üzerinde kendi beklentilerini gerçekleştireceklerine, çocuklarını tanımaya odaklanırlarsa başarılı çocuklar yetiştirebilirler.
Duygu nedir?ilan76duygu nedir? duygusal yeterlilik, duygusal farkındalık, duyguların anlaşılması ve duyguların sınıflandırılması gibi merak edilen bir çok konu içeriğimizde mevcuttur.
Başarısız olmamizi sağlayan davranişlar ve üstesinden gelebilmekandre9131Özyıkıcı davranışlar bizim harekete geçmemizi engelleyen kendimizi kötü hissetmemize neden olan çocukluğumuzdan itibaren maruz kaldığımız ve bizden beklenen alışkanlık ve davranışlardır,başarılı olmamıza engel olan bu davranışların üstesinden gelmeyi öğrenebiliriz.
Aile İçi İletişim- Mustafa YILMAZ (Keşif Akademi)Keşif AkademiHayatı tek başına omuzlayabilmek çok zor bir iştir. Her insanın sağlıklı bir aileye, bir desteğe ve paylaşılan bir hedefe ihtiyacı vardır.
İnsanların çok küçük sebeplerle mutsuz olduklarını ve ailelerini parçaladıklarını zaman zaman şahit oluyoruz. Bu gibi durumlarla karşılaştığımda aklıma şu gelir. “Acaba güçlü ve geliştirici bir evliliğin sırları nelerdir?” İnsan öğrenebilen bir varlıktır. Acaba mutlu evliliklerin tutum ve davranışları örnek alınarak sağlıklı bir evlilik kurulup sürdürülemez mi? Evlilikte önemli olan kimin haklı ve ya kimin haksız olduğunu ispat etmek mi, yoksa karşılıklı anlayış mı?
Evlilikte mutluluğu aramak, onu yakalamak ve doyasıya yaşamak, her yeni çiftin hayalidir. Fakat mutluluğu bulmanın yolları bilinmezse ve bu konuda çaba gösterilmezse çiftlerin aile mutluluğuna kavuşmaları zorlaşacaktır. Evliliklerin sağlam zemine oturması için harcanacak çabanın, yorucu ama gerekli olduğunu bilmeliyiz. Çünkü aile huzuru bizim ve çocuklarımız için çok önemli.
ѱʴձ̇.ٳABDULHADIMORADIDuygudaşlık olarak da anılan empati, üzerinde bir çok tanım yapılan bir kavramdır. Ancak en genel ifade ile empati, “empati bir kişinin kendisini duygu ve düşüncelerinden soyutlayarak bir başkasının inançlarını, arzularını ve özellikle duygularını farkına varabilme ve anlayabilme yeteneğidir”. Kişinin karşısındaki bir başka kişinin duygu ve düşüncelerini anlayabilme temeline dayanan empati, kişiler arası iletişim için de oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler düşünüldüğünde insanların gerek yüz yüze gerekse iletişim araçları ile daha sık iletişim kurduğu bilinmektedir. Uzmanlar, empati duygusuna sahip olan ve olmayanlar arasında farklı değerlendirmelerin yapıldığını ifade etmektedir. Buna bağlı olarak empati duygusuna sahip olanlar ve olmayanların bir durum karşısında ya da bir kişiye verdikleri yanıtlar ya da tepkilerin farklılaşması mümkündür. Bu bağlamda iyi bir iletişimin en önemli unsurlarından birisinin empati olduğu görülmektedir.
Bebekler üzerinde yapılan deneysel araştırmaların sonucunda, uzmanların insanların doğuştan empati yeteneğine oldukça yüksek oranda sahip olduğunu göstermektedir. İnsanın yaşam sürecinde tecrübelerine ve çevresine bağlı olarak bu duygunun azalması ya da gelişmesi mümkündür. Öte yandan empatinin sonradan kazanılması da mümkündür.
Eğitimin Amaçları
Kişiye empatinin ne olduğunu ve ne olmadığını anlatmak
Empatinin öğrenilmesi ve kontrol edilmesi için ihtiyaç duyulan yönlendirmeleri yapmak
Empatinin geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan adımları göstermek
Empatinin kişiye sağlayacağı katkılar hakkında farkındalık kazanmak
Empatinin sınırlarını çizerek sağlıklı bir çerçeve oluşturmak
Eğitimin Katkıları
Eğitim, kişinin iletişim becerilerini artırır
Eğitim, kişisel ve kariyer hayatında empati aracılığıyla yapabileceği iyileştirmeler hakkında fikir verir
Eğitim, kişinin iyi bir dinleyici olması için ihtiyaç duyacağı yönlendirmeleri yapar
Eğitim, empatinin faydalarını hangi alanda ve nasıl uygulayacağını öğretir
Eğitim, kişiye empati duygusunu geliştirmesi yolunda rehberlik yapar
Eğitim, aşırı empatinin getirdiği ruhsal yorgunlukları gidermek için empati konusundaki sınırların nasıl çizileceğini öğretir
Eğitim, özel hayatınızı, iş hayatınızı sorunlarını çözmenize yardımcı olur
AİLEDE MUTLULUK VE BAŞARILI ÇOCUKLAR.pptxelbeyoglukamuranBaşarı her zaman notlarla veya maddi kazanımlarla ölçülmez.. Ailedeki mutluluk çocukların anne babaları tarafından onaylandıklarını hissettiklerinde ve kendilerini güvende hissettiklerinde, kendilerini ifade etme imkanı bulduklarında tesis edilebilir. Anne babalar çocukları üzerinde kendi beklentilerini gerçekleştireceklerine, çocuklarını tanımaya odaklanırlarsa başarılı çocuklar yetiştirebilirler.
Duygu nedir?ilan76duygu nedir? duygusal yeterlilik, duygusal farkındalık, duyguların anlaşılması ve duyguların sınıflandırılması gibi merak edilen bir çok konu içeriğimizde mevcuttur.
CRP201 Perşembe Planning and Design Studio - Fall Term Final ProjectsCity and Regional Planning, METUCRP201 Perşembe Planning and Design Studio - Fall Term Final Projects
HALK SAĞLIĞI(SAĞLIĞIN GELİŞTİRİLMESİ).pptxmoruc8322-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
2-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
HALK SAĞLIĞI(sağlık hizmetlerinin özellikleri).pptxmoruc8322-Kurumsallaşma:Bakanlık merkezini organize etmek, numune hastaneleri ,sağlık merkezleri , sağlık istasyonları, doğum ve çocuk bakımevleri açmak, sağlık örgütünü köylere yaymak, Hıfzıssıhha okulu ve hıfzıssıhha enstitüleri kurmak.
Tarımsal Kalkınma ve Sürdürülebilirlik _ AÇILIŞ DERSİ 16 Eylül 2024A. İrfan İLBAŞErciyes Üniversitesi Zirrat Fakültesi
2024-2025 A.ILIŞ DERSİ 16 Eylül 2024
Tarımın insanlık için Önemi
Tarımın ülke kalkınmasındaki yeri ve önemi
Tarımda Sürdürebilirlik
Ekolojik Sürdürülebilirlik
Ekonomik Sürdürülebilirlik
Sosyal Sürdürülebilirlik
Tarımda Sürdürülebilirliği Sağlayacak Tarım Teknikleri ve Uygulamaları
Ziraat Fakültelerinin Sürdürülebilirliklikteki rolü
Akıllı tarım ve Tarımsal biyoteknolojideki gelişmelerin Tarımsal Kalkınma ve Sürdürülebilirlik katkıları
Gıdalarda Taklit ve Tağşiş_ ilbas.pdf Counterfeit and AdulterationA. İrfan İLBAŞTürkiye'de gıdalarda taklit ve tağşiş ile mücadele.
Gıda sahteciliği örnekle ve önlemler.
Denetim ve Kontrol
Tüketici haklarını koruma
Haksız rekabeti önleme
2. SEVGİ NEDİR?
Sevgi; insanlara karşı değer vermek, ilgi duymak,
desteklemek, yardımcı olmak ve karşısındaki insanı anlamak
gibi hisleri, bilişleri ve hareketleri içine alan bir tutumdur.
Sevgi; sevdiğimiz şeyin hayat bulması, gelişmesi için
hissettiğimiz tesirli ilgidir.
3. SEVGİ NEDİR?
• Tesirli ilginin, hissedilmediği yerde SEVGİ OLMAZ.
• Sevginin doğal halinde ÖLÇÜLER ve KIYASLAMALAR olmaz. Sevgi
korkularımızdan özgürlüğe ulaşmaktır.
• Sevgi, kişi ne şekilde davranırsa davransın onun sevilmeye ve saygı duyulmaya
layık olduğunu söyleyen anlayışın meyvesidir.
• Kişiler, sevgi duygusunu hissettiklerinde kâr amacı düşünmez; pazarlık yapmaz
ve sevgiye kimlerin cevap verip vermediğini göz önüne almaz.
• Sevgi, kişilerin gönüllerini birbirlerine yakınlaştırarak bir uyum meydana çıkarır.
Bu uyumda FEDAKÂRLIK ve ÖZVERİLER vardır.
4. AŞK NEDİR?
Aşk, kadın ve erkeği birbirine bağlayan çok güçlü bir bağdır.
Duygu ya da histen çok daha farklıdır.
Karşımızdaki kişiyi sevme kararından doğabilir. Hissettiğimiz
tutkulardan ayrıdır.
Aşkın, beyinde tıpkı uyuşturucu gibi bir etki bıraktığı
GÖZLEMLENMİŞTİR.
Aşk, KİŞİNİN BAĞLANMA ENERJİSİDİR.
Duygular İÇERİSİNDE EN UÇTA YAŞAYANIDIR VE
BİRÇOK HİSSİN BİRLEŞENİDİR.
5. AŞK NEDİR?
• TUTKU GEÇİCİ BİR DUYGUDUR ama SEVGİ GEÇİCİ
DEĞİLDİR.
• AŞK kişileri özel bir şekilde bir araya getirir. Karşımızdaki kişi bir OBJE
değil sevgimizi hak eden bizim için özel bir kişi olur.
• Aşık kişilere sevdikleri insanları düşünmeleri söylendiğinde, Beynin hep
aynı bölgesinin harekete geçtiği ve buradan mutluluk veren dopamin
hormonunun salgılandığı görülmüştür.
• Temel dürtülerimiz dopamin sistemiyle ilgilidir.
6. • Aşık olmak, ilgimizi çeken ve düşüncelerimizde olan kişiyi arzunun
nesnesi olarak gördüğümüz zamandır. Bu zamanlarda her şeyi yeni baştan
düzenlemeye, hayatımızla ilgili şeyleri yeniden düşünmeye özellikle de
geçmişte yaptığımız hataları gözden geçirmeye başlarız. Yeniden
düşünmek demek yeniden yapmaktır. Kısaca Doğuştur.
• AŞIK OLMAK, KADIN VE ERKEĞİ BİR ARAYA getiren başlangıç
evresidir. Sadece cinselliğin yaşanacağı sıradan bir olay değildir.
NEDEN AŞIK OLURUZ?
7. Neden Aşık Oluruz?
• Aşk çok ilginçtir. Sonuçta birbirini hiç tanımayan, farklı ailelerden, farklı kültürlerden ve
hatta farklı illerde oturan iki kişinin birbirini görüp, aşık olmasıdır.
• Çoğu insan birbirlerini ilk gördüğü anda veya zaman geçirdikçe aşık olduklarını
söylemektedirler, bu durum dağın görülen kısmıdır bir de görülmeyen kısmı vardır ki oda
bilinçaltımızda gelişen olaylardır.
• Kişilerin Bilinç Altında kusursuz arkadaş kategorisi vardır. Bu çocukluk döneminde
edinilen bilgilerden oluşur ve büyüyünce o kategoriye uyan birini bulup ona aşık olmak
ister.
• Bilinçaltındaki bu kusursuz arkadaşın özellikleri bilinmediği için ilk görüş, ilk izlenim
çok önemlidir.
• Kişilerin zaman içersinde olumlu veya olumsuz edindiği tecrübeler sayesinde kişinin
aradığı KUSURSUZ ARKADAŞIN özellikleri ortaya çıkar.
8. AŞKIN KİMYASI
Kişiler aradıkları kusursuz arkadaşı bulduklarında,
vücutlarında başka kimyasallar devreye girmeye başlar. Bu
kişi ile birlikte beynimize de bir uyarı gönderilir.
1)
Feniletamin
2)
Dopamin
3)
Noradrenalin
Aşkın ilk büyüleyici fazında Vücutta 3
kimyasal hormon salgılanmaya başlar;
9. 1) Feniletamin
• Uyarıcı bir etkiye sahip olan bu hormon, aşk
gibi romantik bir olayda önemli rol oynar.
• En önemli rolü ise; Duygusal bağlanma gibi
aşk durumlarında, yüksek miktarda dopamin
ve noradrenalin salgılanmasını sağlar.
10. 2) Dopamin
• İnsan vücudunda doğuştan olan duygusal tepkilerimizin kontrolünde rol alan
dopamin, beynimize sinyaller ileten kimyasal bir maddedir. Eksikliği birçok ruhsal
rahatsızlığa sebep olabilir. ayrıca Duygu durumumuzu direk etkileyen bir
kimyasaldır.
• Vücudumuzda eksik olduğunda birçok hastalığı ortaya çıkarır. Hareketlerimizi sağlar.
• Hafıza yada zihin ve öğrenme üzerine etkilidir.
• Dikkat ve odaklanma üzerine etkisi vardır.
• Algılamamızı etkiler.
• Stres ve heyecan zamanlarında etkilidir.
• Cinsel dürtülerle önemli bir bağlantısı vardır.
• Motivasyon ve yaratıcılığa etkisi vardır.
11. 2) Serotonin ve Dopamin
• Mutluluk Hormonu olarak adlandırılırlar.
• Beynin sağlıklı çalışmasını etkiler ve Beyin sinyallerinin iletiminde
önemlidirler.
• Birbirine yakın işlevleri vardır. Bu hormonların vücutta az ya da çok olması
ciddi problemlere neden olabilir, bu yüzden dengeli olmaları önemlidir.
• Vücudumuzda eksik olduğunda depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar çok sık
görülebilir.
12. 3)Noradrenalin (norepinefrin):
• Adrenaline benzer etkileri vardır.
• Kılcal damarları daraltır, kan basıncını arttırır. Bunun sonucunda kalp atış hızı
ve basıncı artar.
• Heyecan, korku, stres gibi durumlarda salgısı yükselir. Nefes alıp verme hızı
fazlalaşır.
• Kısaca kişinin aşık olduğu dönemlerde kalp hızının artışından sorumludur.
13. AŞKIN KİMYASI
Aşkın ikinci fazında kimyasal hormonlar zamanla azalmaya başlar;
İKİNCİ FAZDA; ilişki bağımlığının temeli atılır. Bu fazda, endorfin hormonu devreye girer.
ENDORFİN HORMONU ETKİSİ:
• İlişki de dinginlik
• İçtenlik
• Sıcaklık
• İtimat
• Sadakat oluşur.
• Karşı taraftan ne kadar çok sevgi görülürse endorfin hormonu salınımı o derecede artar.
14. AŞKIN KİMYASI
Aşkın üçüncü fazında ilişkide bağımlılık artar;
ÜÇÜNCÜ FAZDA; ise oksitosin hormonu etkili olur.
OKSİTOSİN HORMONU ETKİSİ:
• Oksitosin hormonu, kadınlarda gebelik ve bebeğin emzirildiği dönemlerde daha yoğun
olarak salgılanır.
• Kişilerin, aşık olduğu zamanlarda beyinlerinin bir çok bölgesi çalışırken; ‘’Frontal
Bölgenin’’ çalışmaları zayıflar.
• Frontal bölge, kişinin toplum kurallarına uymasını, içinde olduğu durumu doğru
değerlendirilmesini, yeni kurallar geliştirebilmesini, başka kişilere karşı saygı göstermesini
yöneten bölgedir.
15. AŞKIN KİMYASI
FRONTAL BÖLGE ETKİSİ:
• Ftonral bölge, karar alma zamanlarında devreye girmektedir.
• Frontal bölgenin aşık olunan dönemlerde az çalışması o dönemlerde verilen
kararların sağlıklı olmamasına neden olmaktadır.
• Aşk evresi sonlanınca akıl ve mantık yerine gelir, kişi sağlıklı düşünmeye
başlar.
16. Çiftler birbirlerine ne kadar yakın olursa aşkları o
kadar tutkulu olur. Fakat bu hoş, güzel duyguları
salgılayan Feniletamin, Dopamin ve
Noradrenalin hormonlarının salınımı süresiz
değildir…
Kimyasal hormonların salınımı yaklaşık 6 ay
ile 3 yıl arasında düşer. Çiftler ayrılmasa bile
zaman geçtikçe birbirlerine olan duygularının
yoğunluk seviyeleri git gide azalmaya başlar. Her
sevgi ve aşk resmi olarak bitmese de aşk
belirtileri zamanla yok olur.
SEVGİ VE AŞK
BİR GÜN BİTER Mİ?
17. Toplumun yapı taşı olan aileyi oluşturmak için bireyler evlenir.
Evlilik, toplumda kurumsallaşmış bir yapı ve ilişkiler sistemidir.
Bu ilişkiler sistemi; iki cinsin, karı-koca olarak birleşmesini
sağlayan, bu birleşmeden doğan çocuklara bir pozisyon oluşturan,
devletin kontrol altında tuttuğu hak ve yetkisi olan yasal bir
birleşme biçimidir.
Evlenme akdiyle yasallaşan evlilik birliğinde, eşler yeni hukuksal
bir pozisyona kavuşmaktadırlar. Bu yeni hukuksal pozisyonlar
kişilere yeni haklar ve yeni sorumluluklar vermektedir.
Evlilikte istenilen asıl amaç; yapılan evliliklerin, bireylerin
yaşamları boyunca devam etmesidir fakat bazı nedenlerden dolayı
devam etmediği de bir gerçektir.
NEDEN EVLENMEK
İSTERİZ?
18. Neden Evlenmek İsteriz Sorusunu
ÜÇ Ana Başlık Halinde Açıklayabiliriz;
1- Biyolojik;
Evlilik kurumunun ana temelleri
arasında cinsel doyum yer alır.
Kişiler cinsel arzularını ve
beklentilerini karşılamak isterken
bunu bulunduğu toplumun kabul
ettiği şekilde yapması, evliliği
hem geçerli hem de istenilen bir
olgu haline getirir.
2- Sosyal Nedenler;
Kişilerin sosyal anlamda, kendilerini
güven içinde hissetmek, korunmak,
dayanışma içinde olmak, geleceklerine
güvenle bakabilmek ve toplum içinde
kendilerine bir yer edinmek gibi istek
ve arzuları vardır.
Kişinin, hayatı kendisi dışında bir
başka kişi ile birlikte paylaşması ve
ortak bir hedefe yönelmesi evlilik
müessesinin sosyal nedenleri
arasındadır.
3- Psikolojik;
Kişilerin diğer kişiler tarafından
sevilme ve beğenilme arzusudur.
Kişiler, biriyle beraber olmayı
arzuladıklarında, ilişkilerini kabul
ettiklerinde, iyi ve kötü günlerini
o kişiyle beraber paylaştıklarında
psikolojik olarak doyuma
ulaşabilmekte ve evlilik içinde
kendilerini çok daha iyi bir yerde
bulmaktadırlar.
19. Evlilik hayatında kişilerin eş olabilmeleri için
birtakım görevleri vardır.
5- Anlaşma;
Kişinin, eşinin açık
veya kapalı
mesajlarını,
isteklerini anlaması
ve onları yerine
getirebilmesidir.
4- Çatışma ve
Uzlaşma;
Kişiler arasında
kaçınılmaz bir süreçtir.
Bu süreçte Kişilerin
yapması gereken
görev, ortaya çıkan
problemleri sorunsuz
bir biçimde çözmek ve
uzlaşmayı ne şekilde
sağlayacaklarını
öğrenmektir.
3- İletişim;
Kişilerin sözlü veya
sözsüz iletişimde
birbirlerini
anlayabilmeleridir.
2- Özen;
Evlilik yaşantısına
gösterilen itina.
1- Bağlılık;
Kişilerin evlilikle
ilgili düşüncelerinin
ne olduğu ve evliliği
sürdürme
konusundaki
çabaları ve
niyetleridir.
20. 1-) Kişi, evlenmeden önce kendisine uygun ideal bir eş tipi
belirlemeli ve seçenek sayısını bu belirlediği kriterlerini
düşünerek geniş tutmalıdır.
2-) Toplum ve kurgusal kıstaslara göre değil, kendi
kıstaslarına göre bu eş tipini seçmelidir.
3-) Evlenmeden önce arkadaşlık ve flört döneminde
bireyler gerçek yapılarını ve karakterlerini birbirlerine
göstermelidirler
4-) Kişiler birbirlerine karşı akıl ve duygu dengelerini
korumalı, tutum ve davranışlarını buna göre
yönlendirmelidir.
5-) Evlenme kararı alınırken, çok uzun veya çok hızlı karar
verilmemesi gerekmektedir.
6-) Kişi, evlilik öncesinde kendisini çok iyi tanımalıdır.
Kendisini tanımayan kişi evlenmek istediği kişiden
beklediklerini anlatmakta zorluk çekebilir.
7-) Evlilik öncesi yapılan flört veya ilişkiler, cinsellik
yaşamak için ya da evlenme vaadi ile yaşanmamalıdır.
Kişilerin birbirinden beklentileri açık ve net bir şekilde
arkadaşlığın en başında konuşulmalıdır.
8-) Kişiler evlilik öncesinde birbirlerine olan saygılarını
yitirmemeli ve dikkatli davranmalıdır.
9-) Kişiler, ilişki konusunda akla mantığa uygun ve
gerçekçi bir bakış açısına sahip olmalıdırlar.
DOĞRU EŞ SEÇİMİ
Kişilerin sağlıklı bir evlilik yapabilmesi için doğru bir eş seçmeleri gerekmektedir.
Evlilik kararı almadan önce eş seçiminde doğru adımlar atılmalıdır.
21. 10-) Eş adaylarının aile ve sosyal
çevresi tanınmalı ve onlarla
tanışılmalıdır.
11-) Eş adayının ailesi ve çevresiyle iyi
ilişkiler kurulmalı buna özen
gösterilmelidir.
12-) Kadın ve erkek cinsiyetlerinin
kendilerine ait olan özelliklerine dikkat
edilmelidir.
13-) İlişki gizli yürütülmemelidir.
14-) Evlenme kararı almadan önce
cinsellik yaşanmamalı daha öncelik
zihinsel etkinliklere verilmelidir.
Cinselliğin evliliğin önüne geçmesi,
doğru bir kararın alınmasını
engelleyebilir.
15-) Dini, siyasi ve benzeri konularda
birbirlerine karşı hoşgörülü olunmalıdır.
DOĞRU EŞ SEÇİMİ
Kişilerin sağlıklı bir evlilik yapabilmesi için doğru bir eş seçmeleri gerekmektedir.
Evlilik kararı almadan önce eş seçiminde doğru adımlar atılmalıdır.
22. EVLİLİKTEN BEKLENTİLERİMİZ NELER?
Günümüzde evlilik kararı alan birçok kişi, evleneceği kişinin öncelikle maddi durumuna, fiziksel özelliğine, iş
hayatındaki mevkisine önem vermektedir. göz ardı edilen bir durum var ki bahsedilen bu kriterler mutlu bir evlilik
için yeterli değildir.
Evlilik yapılmadan önce kişiler ‘evlilikten ne bekliyorum, ne yapmalıyım?’ sorularını kendilerine sormalı ve bu
konuda kendilerine dürüst olmalıdırlar.
Toplumlardaki değişimler aile yapılarının da değişmesine neden olmuştur. Bireyselleşme ön plana çıkmış,
kadınların iş hayatına dahil olmaları evlilik kurumundaki rolleri de değiştirmiştir.
Günümüzde yapılan evliliklerde, kadınların erkeklere ’bağımlılığı’ yerine karşılıklı bağlılık ilişkileri öne
çıkarılmıştır. evlilik yaşantısında çiftler daha fazla duygusal yakınlık, dostluk, dayanışma, sevgi beklemeye
başlamışlardır.
23. EVLİLİKTEN BEKLENTİLERİMİZ NELER?
Evlilikte kişiler birbirlerine karşı sorumludurlar.. Bu sorumlulukların kişilere
getirdiği birçok görevler bulunmaktadır; cinsel hayatın sağlıklı ve düzenli olması,
soy çizgisi, ev içindeki görevlerin dağılımının belirlenmesi, ekonomik olarak
üretim ve tüketim gelir ve giderlerinin düzenlenmesi olarak sayılabilir.
Çiftler, evliliğe karar verdikleri zaman ortak beklenti ve amaç üzerine bu evliliği
inşa etmeleri gerekmektedir çünkü ortak beklenti ve amaçlar kişilik uyumundan çok
daha önemlidir.
Hayatta olduğu gibi evlilikte de inişlerin ve çıkışların olması normaldir çünkü
girilen bu yol 3-5 günlük değil senelerce sürecek olan uzun ve yorucu bir
yolculuktur.
Evlenen her çift, geleceğin anne-baba adaylarıdır, bu yüzden evliliğe girilen bu
yolda iyi bir model olma konusunda da kendilerini bilinçlendirmelidirler.
24. • Toplumun tüm özelliğini geleceğe taşıyan, yapısal,
ruhsal, iktisadi, sosyal özellikleri olan yapıya aile
denir.
• Aile; toplumların en küçük birimi ve temelidir. Tüm
dünyada kabul edilen bir yargıdır. Bu insan hakları
evrensel beyannamesi m. 16/3’ de ‘Aile, toplumun,
doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından
korunur.’ ifadesi ile belirtilmiştir.
• Avrupa insan hakları sözleşmesi m.12’de ‘Evlenme
çağına gelen erkek ve kadın, bu hakkın kullanılmasını
düzenleyen ulusal yasalar uyarınca evlenmek ve aile
kurmak hakkına sahiptir.’ sözleriyle belirtilmiştir.
AİLE NEDİR?
25. • 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anasayası m.41/1’
de ‘Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında
eşitliğe dayanır.’ cümlesiyle ifade edilmektedir.
• kanun koruyucu medeni kanunun 2. kitabında 118 ve
494 maddeleri arasında, aile hukukunu detaylı bir
biçimde düzenleyerek bu konudaki hassasiyetini
ortaya koymaktadır.
• Ailenin birçok özelliği ve sosyal hayat içinde birçok
etkisi vardır. Fiziksel işlevleri, ruhsal doyum işlevleri,
öğretim işlevleri, sosyalleştirme işlevleri, dinsel
işlevleri, zamanımızı değerlendirmede ki işlevleri
önemli işlevlerindendir.
AİLE NEDİR?
26. • Aile birliği içinde doğan çocuklar, anne- babalarının koruması
altında büyür ve ilk ilişkilerini aile bireyleriyle yaşarlar. Bu
ilişkiler çocuklara toplum içinde nasıl yaşaması gerektiğini
öğretir. Aile içinde kazanılan tüm değerler sırayla gelecek
kuşaklara aktarılır.
• Yaşanılan kültürel değişimler de Türk aile yapısını olumlu ve
olumsuz etkilemiştir.
• Olumlu etkileri; kişilerin özgürleşmesi ve kısıtlı denetim,
kadınların rollerindeki değişimler, kadınların iş hayatında var
olmaları, kişilerin anlaşıp evlenmeleri ve ekonomik
bağımsızlıklarına kavuşmaları.
• Olumsuz etkileri; boşanmalardaki artışla, nikahsız beraberliklerin
toplum hayatımızda normalmiş gibi görülmesi, çocukların devlet
kurumlarında bakımlarının fazlalaşması ile anne- çocuk
ilişkilerinin en aza indirgenmesi ve annelerin ilgisizliği, ailenin
fazlaca tüketici olması ve lüks tüketime önem vermesi.
AİLE NEDİR?
27. EVLİLİKTEKİ DEPREMLER
Evlilikteki depremlerin birçok nedeni vardır ve bu nedenlerin
hepsinin birbirleriyle bağlantıları bulunmaktadır.
• 1-) Toplumdaki değişimler
• 2-) Parasal Sorunlar
• 3-) Toplumun sahip olduğu gelenek ve göreneklerin özellikleri
• 4-) Kişilerin birbirleriyle ilişkilerinin durumu
• 5-) Evli çiftlerin, evlenme kararı alırken ailelerinden onay almamaları
• 6-) Anne veya baba sevgisinden yoksun yetişmeleri
28. EVLİLİKTEKİ DEPREMLER
Evlilikteki depremlerin birçok nedeni vardır ve bu nedenlerin
hepsinin birbirleriyle bağlantıları bulunmaktadır.
• 7-) Ailelerin birbirleriyle iyi ilişkiler kuramamaları
• 8-) Kültür farklılıkları
• 9-) Aile baskılarının hissedilir derecede fazla olması
• 10-) Aile büyükleri tarafından yapılan müdahaleler
• 11-) Kişilerdeki olumsuz özelliklerin zamanla değişeceğine inanılması ve bunların göz
ardı edilmesi
• 12-) Dini duyguların zedelenmesi ve din konusunda düşüncelerin değişmesi
29. EVLİLİKTEKİ DEPREMLER
Evlilikteki depremlerin birçok nedeni vardır ve bu nedenlerin
hepsinin birbirleriyle bağlantıları bulunmaktadır.
• 13-) Şehirleşme hızıyla doğru orantılı olarak boşanmalarda artmaktadır. Şehirlerde, kırsal kesimlere
göre boşanmalar daha fazladır. Bunun nedeni olarak kadınların ekonomik özgürlüklerinin olması ve
kendi ayaklarının üstünde durmalarıdır
• 14-) Kadınların eğitim düzeylerinin yükselmesi sosyal hayata katılmaları ve kadın haklarının
fazlalaşması ailelerin yaşam düzeylerini yükseltmiş fakat aile içindeki rol çatışmalarına neden
olmuştur.
• 15-) Toplumsal değişimler sonucunda evli çiftler, bireyselliklerine daha fazla önem vermekte ve
duygularını ön plana çıkarıp ona göre yaşamaktadır bu da aile yapılarına ve değerlerine zarar
vermektedir.
• 16-) Kadınların ev ve iş hayatlarındaki sorumluluklarının fazla olması ve çocuk faktörü, streslerini de
fazlalaştırmaktadır. stres faktörünün artması evlilik hayatlarını da olumsuz etkilemektedir.
• 17-) Kişilerin ırksal özellikleri, yaş durumları, parasal, sosyal durumları, inandıkları dine bağlılıkları,
din anlayışları, çocuk sayıları, kadın ile erkeğin aralarındaki ilişkilerinin durumları, boşanma için risk
teşkil etmektedir.
30. EVLİLİKTEKİ DEPREMLER
Evlilikteki depremlerin birçok nedeni vardır ve bu nedenlerin
hepsinin birbirleriyle bağlantıları bulunmaktadır.
• 18-) Düşünce eksikliği ve duygular arasındaki dengenin olmaması, kişilerin
birbirleriyle iyi iletişim kuramaması zamanla evlilikte kalitenin düşmesine ve
kişilerin birbirlerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Bunların yanı sıra
Ortak duygularını paylaşmayan çiftler arasında da sorunlar günden güne
fazlalaşarak çoğalır ve çiftler birbirlerinden koparak uzaklaşırlar.
• 19-) Kişilerin yaşam tarzları, aldıkları eğitimler, kültürel farklılıklar, maddi
farklar ilk zamanlarda çiftler arasında sorun olmasa da zaman geçtikçe
anlaşmazlıklara neden olmaktadır.
• 20-) Kişisellik ve akılcılığın etkisiyle iş bölümleri ve üstlenilen rollerin
değişmesi, erkek ve kadının eşit roller üstlenmesi modern bir aile yapısını
ortaya çıkarıp değişik sorunların oluşmasına neden olmuştur.
31. • Eşler, evliliklerinde çıkan sorunlara çözüm bulamayıp, boşanmaya karar
vermeleriyle birlikte ruhsal ve duygusal yönden zorlayıcı bir sürece
girerler.
• Evliliklerin sürdürülmesi ya da bitirilmesi ile ilgili değişik model ve
teoriler bulunmaktadır.
BOŞANMA KARARININ ALINMASI
32. Bu Model ve Teorilerde Bulunan En Önemli
Görüşlerden Bir Tanesi BAĞLANIMDIR
Rusbult ve Buunk (1993)
Bağlanım Kavramı;
• Kişilerin elde ettikleri ilişkiyi
sürdürme isteği ve eşlerine ruhsal
boyutta bağlanma ile ilgili
duygularını içeren uzun dönemli
yönelim olarak tarif etmektedir.
Levinger’in Sosyal Alışveriş
Kuramına göre;
• Kişinin evliliğini devam ettirmesi
ve ilişkisine olan ilgisi o
ilişkisinde kazandığı mükafat ve
yararı ile doğru orantılı iken idrak
ettiği çıkar kaybı ve değerler ile
ters orantılıdır.
33. Bu kuramda evlilik içindeki bağ- uyum ile bozulma ve
çözülmenin 3 bileşenle ilişkisi olduğu savunulmaktadır;
1
Evlilik hayatını
çekici kılan
faktörler;
2
Engeller
3
Alternatif
çekicilikler
34. 1-)
Evlilik hayatını çekici kılan faktörler;
Avantaj ve mükafatlar ilişkilerin sürmesi ile kişinin kazandığı pozitif sonuçları temsil etmektedir. Bu
faktörler kişinin eşine duyduğu sevgi, eşinin statüsü, finansal kaynaklar, olumlu sosyal mevki,
saygınlık, cinsel çekicilik vb. maddeleri kapsamaktadır. İlişki, kişilere destek, emniyet duygusu ve
karşılıklı bir doğrulama sunabilir.
Diğer yönden evlilik ilişkisini maliyet ve değer kapsamında bireylerin beraberliği sırasında harcanılan
zaman, enerji ve evlilik ilişkisini devam ettirmeyi sağlayan diğer haller de ele alınmaktadır.
Pozitif faktörlerin çok olması ve negatif sonuçların az çıkması ilişkinin devam ettirilmesine olanak
sağlamaktadır. Mükafat ve yararların karşılaştırılmasında kişilerin öznel algıları ön plana çıkmaktadır.
Öznel olasılık, kişinin yarar kazanması ve meydana gelebilecek sonuçlara ilişkin subjektif beklenti ve
değerlendirmedir.
35. 1-)
Evlilik hayatını çekici kılan faktörler;
Bir mükafatın veya sübjektif olasılığı ne kadar fazla ise çekiciliği de o kadar etkilemektedir.
Beraberliğin son verilmesinde özellikle kişilerin hissettiği değerler veya zararlarda büyük farkların
meydana gelmesi, kişilerin ilişkilerinin iyi olduğu dönemlerde karşılıklı olarak haz elde ettiklerini
düşünerek, yaşadıkları zararları dikkate almazlar.
Bu zaman sürecinde hissedilen hayal kırıklıkları ile beraber kişiler eski kazanımlarını artık bulamadığını
hisseder ve ortaya çıkan yeni bedel ve maliyetleri görmeye başlarlar.
(Kişiler kimi zaman ilişkilerinin ilk zamanlarından beri var olan bu bedel ve maliyetleri bastırarak
görmemezliğe de gelebilirler).
36. 2-)
Engeller;
Evlilik ilişkisinde, birbirlerine karşı olan bağlılık ile ilgili çıkan kavgalarda engeller göz önüne
alınmayan faktörlerdir.
İlişkilerdeki engeller, kişilerin birlikte olmasını sağlayan ve ayrılmalarını engelleyen etkenlerdir.
Kişilerin birbirlerine olan çekicilik duyguları azalsa bile engeller sayesinde evlilik süreci devam eder.
Evlilik ilişkisinin çekiciliği az, engelleri fazla ise; evlilik kişiler için hapis hayatına dönüşebilir ve bu
tip evlilikler ‘boş kabuk’ adıyla isimlendirilir.
Bu tip evliliklerde olması gereken eğlenceli hayat, yerini kasvetli ve sıkıcı bir ortama bırakmaktadır.
Kişiler problemlerini, isteklerini ve tecrübelerini kendi aralarında tartışmaz, iletişimlerini en az seviyeye
indirirler.
37. 2-)
Engeller;
Boşanmamak için eşlerden biri ya da ikisi akla uygun ve mantıklı davranmaya çalışabilir. Bu mantık
çerçevesinde kendilerinden önce çocuklarını, çevre baskısını ve boşanmanın kötü bir şey olduğu
düşüncesini ön plana alırlar ve kendilerini bu şekilde bastırırlar.
Mutsuz bir evlilikte, zaman geçtikçe kişiler arasında birbirlerine karşı zıtlık gibi olumsuz duygular
fazlalaşırken; ev içinde yaşayanların ruhsal, duygusal ve fiziksel ölçütlerinin kötü bir şekilde etkilendiği
görülmektedir.
Evlilik hayatında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kişiler, kendi mutluluklarını ve çocuklarının
ruhsal sağlıklarını düşünerek evliliklerini bitirmemektedirler.
38. 3-)
Alternatif Çekicilikler;
Evlilik birliğinin bitirilmesinde rol oynayan en önemli faktörlerdendir.
Evlilikte kişilerin aile, dost, iş arkadaşları gibi farklı alternatif ilişkileri olmaktadır. Bu alternatif
ilişkiler her ne kadar kişilerin hayatlarına renk katsa da, kişilerden zaman ve enerji götürmektedir. Bu
ilişkiler, evliliğin çekiciliğinin zamanla azalmasına neden olabilmektedir.
Alternatif çekicilik sadece insan ilişkileri demek değildir. Özgürlük duygusu, bağımsızlık hissi gibi
faktörlerde alternatif çevre tanımı altında sayılabilir.
Kadın veya erkek, eşini bilerek/isteyerek dışlayıp alternatif çevreye daha fazla önem veriyorsa diğer
eşin bu hali nasıl algıladığı önemlidir.
Örnek; kıskanç bir kişi, ortaya çıkan en küçük bir ilişkiyi tehdit sanabilirken; kimileri ise eşlerinin
kendilerine yabancılaşması veya farklı ilişkilere girmesini problem olarak görmeyebilir.
39. 3-)
Alternatif Çekicilikler;
Evliliklerdeki çekicilik, alternatif çekiciliklerden daha yüksek olduğu durumlarda evliliğin devam
edeceği; alternatif çekiciliğin fazla olduğu durumlarda ise evliliğin biteceği gözlenebilir.
Çiftlerin birbirlerine karşı olan çekimleri az ve onları engelleyecek durumların olmaması, kendilerine
alternatifler bulmaları halinde evliliklerini bitirebilecekleri düşünülebilmektedir.
Kişiler arasındaki çekimin az ve engellerin fazla olduğu durumlarda bazı eşler evliliklerini
sonlandırmamakta ve boş kabuk adı verilen evlilik şeklini devam ettirdikleri görülebilmektedir.
40. Çiftler kurdukları aile yapılarının içinde ruhsal yönden mutluluğu
bulamadıklarında ve isteklerini karşılayamaz duruma
geldiklerinde aile kurumlarını yasal olarak sonlandırırlar bu olaya
‘boşanma’ denir.
Boşanma, Yaşanılan topluluğu ve aile bireylerini; ruhsal,
toplumsal ve maddi yönlerden etkileyen karmaşık bir olaydır.
Mutlu Olmak İçin Evlenmiştim
Şimdi Boşanıyorum
41. Feodal
Dönemde Aile
Sanayi Devrimi
Sonunda Evlilik
Modern
Yaşamda Evlilik
Dini ve Toplum Kurallarının
baskısıyla kutsal ve dokunulmaz
olarak değerlendirilmiştir. Sanayi
devrimi sonrasında yaşanılan
modernleşme ile eş seçiminde
bireysel tercihler ön plana alınmış,
evlilikten beklenilen istekler ve
beklentiler çoğalmıştır.
Modern Yaşamda Evliliklerin
devam etmesi için kişilerin
Psiko-sosyal doyumu ön plana
çıkmıştır.
Sanayi devrimi sonunda yaşanılan
değişimlerle birlikte evlenme/boşanma
olayları da etkilenmiştir.
Kişilerin ekonomik bağımsızlıkların
artması, kadınların iş hayatına girmesi,
kadın haklarının gelişmesi, eğitim
düzeylerinin yükselmesi evlenme
sayılarında azalma ve boşanma
sayılarında artışa yol açmış ve değişik
yaşam biçimlerini ortaya çıkarmıştır.
42. Çiftler Arasında Ayrılık, Boşanma ve Yeniden Evlilik Oluncaya Kadar
Aile Döngüsü Kademeli Bir Zaman Olarak Kendisini Gösterir.
Birinci kademe;
• Boşanma kararının meydana
çıkması ve kişilerden birinin kendi
yönünden evliliğindeki çöküşü
kabul etmesi ana görevidir.
İkinci kademe;
• Bu kademede ayrılık için yollar
çizilir. Eşler arasında iyi bir uyum
yakalanırsa çocuklarının bakımı ,
görüşmeleri ve parasal gibi
konularda anlaşmalı bir yol çizilir.
43. Boşanmanın Bireylerdeki Psikolojik Etkisi;
• Boşanmaya karar verildikten sonra geçen zaman kadın ve erkek için zor bir
süreçtir. Kişiler yeni kuracakları hayatlarına alışmaya çalışırken, benliklerini de
yeni baştan özgür olarak öğrenmek zorundadırlar. Bu dönemde çok fazla stres
altında olduklarından dolayı uyum problemleri de çekebilirler. Ayrıca bu
yaşanılan olay travmatik bir tesire sahiptir.
• Boşanmış kişilerin evliliklerine bakıldığı zaman; kişilik çatışmaları,
anlaşmazlıklar, birbirleriyle iletişimsizlikler bulunmaktadır. boşanma
gerçekleşmeden evvel ailelerin manevi yönden yıkıldığı görülmektedir.
• Boşanmayla sonuçlanan her ayrılmanın öncesi ve nedenleri vardır.
44. Boşanma Sonrası Adaptasyon Süreci;
Boşanma öncelikle sosyal bir harekettir.
Boşanma olgusunun oluştuğu, yaşanıldığı ya da meydana geldiği mekan boşanma olgusunun kanıt
yeridir. Her olgu ortaya çıktığı bağlam içerisinde birbirine geçmiş halkalar olarak biçimlenmektedir.
Boşanma gerçekleştikten sonra eşlerin birbirlerine karşı olan sorumlulukları ve yükümlülükleri de
bitmektedir. Eşler mahkeme tarafından verilen karar ile tazminat, nafaka gibi parasal konularda
karşılıklı hak ve borç sahibi olmaktadırlar.
Boşanma da parasal konularla beraber yasal sorunlarda meydana gelmektedir.
Boşanma sonunda çekirdek aileler yerini geniş ailelere, tek ebeveynli ailelere, üvey baba- anne ve
üvey kardeşleri içeren karışık ailelere ve nikahsız birlikteliklerin olduğu yaşam tarzlarına
bırakmaktadır.
Boşanma olayı, bazen tartışmaların ve kavgaların olmadığı aile yapılarında da gözükebilir. ortak
eğlence zevkleri, dini inançları ve ekonomik durumları iyi olan dışarıdan bakıldığında; çevresi ve
çocukları tarafından çok iyi geçindikleri söylenilen eşlerde de boşanmalar görülmektedir.
Boşanma sonrasında anne veya babanın ekonomik durumlarında sorunlar çıkabilir.
Boşanma sonrasında eşler evlilik birliğini yürütemediklerinden dolayı kendilerinde suçlu
hissedebilir ve bunun sonucunda yeni kurdukları hayatlarına adapte olmakta güçlük geçebilirler..
45. BOŞANMANIN İNANÇLAR İLE İLGİSİ
Ailenin mensup olduğu din ve bu dinin özellikleri ile ailenin psikolojisinin arasında
kuvvetli bir bağ vardır ve bu bağ önemlidir.
Boşanma döneminde kişiler ikileme düşebilir.
Kimi kişilerin inançları zayıflayabilirken; Kimi kişiler ise, bu zor dönemlerinde dinlerine ve
ibadetlerine daha fazla yönelir ve kendilerini bu şekilde teselli ederler. Kişilerin moral
yapılarının iyi olması, ruhsal yapılarını da iyi yönde etkilemektedir.
Kişiler hayatlarındaki sorunlarla uğraşırken, kontrollerini kaybetmemek için dini inançlarına
sığınırken birtakım dinsel yöntemlere de başvurmaktadır.
Yapılan araştırmalarda Boşanan kişilerin, %88’i pozitif dini yöntemleri kullanırken
%78’i negatif dini yöntemleri kullandıkları görülmektedir.
Kişiler, Boşanma sürecinde meydana çıkan; korkularını, kızgınlıklarını yok etmek için
duaya ve ibadete yönelmektedirler.
Boşanma sonucu ortaya çıkan suçluluk hissinden kurtulmak ve affedilmek için yollar
ararlar bunlar dini baş etme yollarından bazılarıdır.
46. • Türkiye de boşanma oranları diğer
ülkelerle kıyaslandığında daha düşük
düzeylerde iken son senelerde bu
oranın artması, Türkiye içinde
boşanmaya yönelik düşüncelerin
değişimlere uğradığını ve önemli bir
sosyal problem olma seviyesine
geldiğine işaret etmektedir.
• 20. yüzyılın sonuna kadar boşanma
toplumsal bir problem olarak
görülmemekteydi. Boşanmalara karşı
tutum ve hareketlerin özellikle de
kadınlara karşı yargılayıcı tutumların,
kuvvetli aile ilişkilerinin, dini inanışların,
kadınların maddi özgürlüğünün
olmamasının ve problemlerin eşler
arasında sonuçlanması gerektiğine dair
toplumsal kabullerin olduğu bir
gerçeklikti.
TÜRKİYEDE BOŞANMA
47. Ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi, aile değerlerindeki zayıflamalar, şehirleşmeye bağlı
olarak günlük hayatın hareketliliği, iletişim teknolojilerinin gelişmesi, tüketim kültüründeki artışlar,
kişisel değerlerin öne çıkması gibi nedenler boşanmaların fazlalaşmasına ve toplum- hukuk
yönünden boşanmayı önemli bir toplumsal sorun haline getirmiştir.
Ülkemizde boşanmadaki artışların yaşandığı senelere bakıldığında ekonomik krizin etkili olduğu
görülmektedir.
Ekonomik kriz sonucu toplumdaki değişmelerle birlikte toplumsal istekler, evlilik ve boşanma
üzerinde dini değerlerin etkisinin azalması, yasal düzenlemeler , kişiler için boşanmayı daha ulaşabilir
hale getirmiştir.
Boşanmaların artması; aile birlikteliğinin sürekliliğini ve evliliğin devamlılığını tehlikeye
sokmaktadır. Bu süreçte çocuklar, tek ebeveynli aile şekillerine uyum sağlamakta zorlandığından
dolayı bu olay kişisel değil toplumsal bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
TÜRKİYEDE BOŞANMA