8. Diafragma Yaralanmaları
 Direk toraks grafisinde batın organlarının toraksta görülmesi
 DPL sonrası filmde yeni oluşmuş plevral effüzyon olarak fark edilebilir
veya verilen mayinin toraks tüpünden gelmesi diagnostiktir
 Helikal BT ve MRI, ayrıca torakoskopi, laparoskopi diğer tanı metotları
9. Kimleri Ä°leri DeÄŸerlendirmeye
Alalım?
 Karın ağrısı, hassasiyet ve distansiyon varlığı
 Alt göğüs ve pelvik travma
 Yüksek hızda kazalar ve araçlarda ciddi hasar olması
 Ölümlü kaza/ciddi yaralılarla aynı kazayı geçirmesi
11. Laboratuardan Ne Ä°steyelim?
ï‚— Kan grubu ve cross-match
 Tam kan sayımı
ï‚— Gebelik testi
 Amilaz düzeyi
 Tam idrar tahlili (yalnız çocuklarda)
 Kan alkol ve madde düzeyi
 İlaç ve toksin düzeyi (digoksin vs)
 Karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri
13. Fizik Muayene
 Karın herhangi bir yaralanma bulgusu açısından incelenmelidir.
 Fizik muayene çok duyarlı değildir.
 Özellikle çoklu travmalı ve bilinçsiz hastalarda güvenilir değil.
 Seri fizik muayene çok önemlidir.
 En az 16-24 saat zaman periyoduna yayılmalıdır
 İlk 4 saatte 30 dakikada bir, sonraki 4-6 saat arası saatte bir ve 24
saatin geriye kalan kısmında 2-4 saatte bir fizik muayene
yapılmalıdır
14. Fizik Bakı: İnspeksiyon
– Abrazyon, Laserasyon
• altındaki dokularda yaralanma araştırılmalı
– Distansiyon
• Barsak tıkanıklığı ya da aortik/venöz kanama belirtisi olabilir
– Eski insizyon/op skarı
– Kitle ya da şişlikler
• kütük çevirme ile sırtına bakılmalıdır
15. Oskültasyon
 Dört kadran da dinlenmelidir.
–Sessizlik: intraperitoneal kanama veya yaralanma sonucu ileus
–Timpanik sesler: barsak tıkanıklığı.
–Göğüste barsak sesleri: diyafragma rüptürü
16. Perküsyon
 dört kadran perküte edilir
–Timpanik ses: ileus
–Matite: intraabdominal kanama ya da sıvı
17. Palpasyon
--Duyarlılık, defans, kitle, krepitasyon araştır
– 11-12. kot duyarlılığını batın hassasiyetinden ayırt et
– Pelvik kanatlarda duyarlılık? krepitasyon?
18. Genital Bakı:
 Travmalı tüm hastalarda mutlaka yapılmalıdır.
– İnspeksiyon
 Üretra mea’sında kan
ï‚— Perineal ya da skrotal hematom
– Vaginal (dijital) muayene yapılmalı
 kanama/mukozal hasar şüphesinde spekulum bakısı
 vajinal kanamaların acil tampone edilmesi gerekebilir.
21. X Ray
 Tanıda yararı çok sınırlıdır.
ï‚— Hemoperitoneum teÅŸhisinde yetersizdir
 Pelvik grafiler çoklu travmalı hastalarda rutindir.
 Diafram rüptürü (akciğer grafisi)
 Organ perforasyonunda serbest hava görülebilir.
25. Ayakta direk batın grafisinde sağ
böbrek etrafını saran
retroperitoneal hava (sabun
köpüğü görüntüsü). Duodenum
perforasyonu bu patolojik
görünümden sorumlu.
26. Diagnostik Peritoneal Lavaj
 1965’ten bu yana kullanılmaktadır.
 Hızlı ,güvenli ,ucuz bir yöntemdir
 Hemoperitoneum açısından %100 sensitif ve % 83’e varan oranlarda
spesifiktir.
 Major komplikasyon oranı; %1.
 USG, BT gibi non invazif ve kolay yöntemler varsa DPL’den önce tercih
edilmelidir.
 Hastanın stabilizasyonu BT ya da USG gibi tetkiklere izin vermiyorsa
DPL tercih edilir
27. Diagnostik Peritoneal Lavaj Endikasyonları:
 İkincil Bakı’nın parçası olarak yapılmalıdır. Önce NG sonda ve foley
takılmalıdır.
• Künt Travma
– Unstabil Hasta-Olası İntraabdominal Kanama
– Diafragma Rüptürü Şüphesi
– Fizik bakı bulguları ile uyumlu olmayan stabil hasta
• Penetran Travmalar
29. Perkütan (Kapalı) DPL Uygulaması
 İyotla karın cildini sil
 Umbilikusun 1-4 cm altından orta hatta, lokal anestezi uygula
 11 no’ lu bistüri ile cildi kes
 18 no’ lu iğneyi dar açıyla pelvise doğru sok
 Posterior rektus kılıfını delerek geçiş sesini hissedinceye kadar iğneyi ilerlet
 İğnenin içinden kılavuz teli geçir ve iğneyi geri çek
 Kılavuz telin üzerinden kateteri ilerlet, Kılavuz teli çıkart
 Kateteri bir enjektörle aspire et
 Geriye kan gelmezse serum setini takarak sıvı vermeye başla..
32. Açık DPL Uygulaması
ï‚— Ä°yotla temizlik yap, ve lokal anestezi uygula
 Cildi, yağ dokusu ve fasyayı 3-5 cm uzunluğunda kes
 Yara ağızlarını ekartör / kanca ile birbirinden uzaklaştır
 Peritonu gör, yukarı çek ve kes
ï‚— Diyaliz kateterini pelvise doÄŸru ilerlet
 Enjektörle aspire et
 Kan gelmiyorsa serum seti takarak periton içine serum ver
35. Açık veya Kapalı DPL’ nin Sonuçları
 Eğer enjektöre aspirasyon yapıldığında bol kan geliyorsa işlemi durdur kateteri
çek, hastayı laparotomi için ameliyathaneye gönder
ï‚— Aspirasyonda kan gelmiyorsa;
 1 litre SF ya da Ringer Laktat ver (çocuklar için 20 cc/ kg infuse)
 İnfuzyondan sonra verilen mayii şişesini hastanın alt seviyesine indirerek
mayinin geri gelmesini saÄŸla
 Lavaj sıvısında eritrosit ve lökosit ve belki de amilaz, bakteri olup
olmadığını veya bulanıp bulanmadığını kontrol et
 Kateteri geri çek ve cildi sütüre et
36. Pozitif DPL?
ï‚— >10 ml kan aspirasyonu
 RBC> 100.000/mm3 (künt travma)
ï‚— WBC> 500/mm3
 Gaita, yiyecek parçaları yada safra gelmesi
 Lavaj sıvısının toraks tüpü, NG, foleyden gelmesi
 Lavaj sıvısında amilaz değerinin yüksekliği
• Sıvı geri gelmiyor + klinik şüphe durumunda DPL pozitif kabul edilmeli.
37. USG
 Travma hastalarının başlangıç değerlendirmesinde uygulanmalıdır.
 İntraabdominal kanamalarda çok kullanışlı ve hızlıdır. Tekrarlanabilir
 İntraabdominal sıvı yada kanamaları tanımlayabilmek için
perisplenik,perihepatik, subxifoid ve suprapubik odaklar’dan oluşan 4
pozisyonda prob yardımıyla FAST (Focused Abdominal Sonography for
Trauma) kullanılmalıdır.
 Künt travmalarda serbest sıvı en sık morison poşunda yani karaciğer ve sağ
böbrek arasında saptanır
 DPL gereksinimini ortadan kaldırabilir.
39. USG Avantajı
 Travma hastalarında batın içi kanama tanısında kullanışlı.
 Hipotansif, stabil olmayan hastalar için çok kullanışlı.
 Tekrarlanan FAST duyarlılığı artırır.
ï‚— Ä°nvazif deÄŸildir.
 Hızlı ve kolay uygulanıp iyi bilgi verir.
 Solid organ yaralanmalarını belirleyebilir.
40. USG Dezavantaj
 Pozitif olması için 100 ml kanama olması gerekir.
 DPL gibi USG ’de sıvının etyolojisini belirlemede yetersizdir
 Barsak perforasyonu için uygun değildir.
 Retroperiton açısından yetersiz.
 Kullanıcı bağımlı.
 Açık yaralanması olanlarda teknik zor.
 İlk bakıda negatif sonuç alınabilir.
 Tek başına abdominal yaralanmayı ekarte etmez
42. BT
 Stabil travma hastaları için uygun bir yöntemdir.
 55 hasta ile yapılan bir çalışmada batın içi yaralanma için sensitivite
%95 ve spesifite %97 bulunmuÅŸ.
 Retroperitoneal organ yaralanmalarında iyidir.
ï‚— Barsak ve mezenterik yaralanmalarda %94 sensitivite %96 spesifite
bulunmuÅŸ.
ï‚— Organ spesifik tarama yapabilir
43. BT
 Karaciğer ve dalak yaralanmalarında operasyona gidecek hastaları
belirleyebilir.
 BT karın içi kan varlığını saptamada güvenilir
 Üreterden idrar kaçağını gösterebilir
 Tek başına barsak, diafram ve pankreas yaralanmalarını tanımayabilir.
44. BT
 Aşikar batın içi yaralanması olan, stabil olmayan, acil laparotomi ihtiyacı
olan hastalar için kullanılmamalıdır.
 Pahalı zaman gerektiren bir yöntemdir
 3 boyutlu bilgi vermemesi yanılgıya yol açabilir.
 Helikal BT daha avantajlı.
50.  Kontrastlı CT imkanı yoksa;
ï‚— Ãœst gastrointestinal yoldan gastrografin uygulanabilir
ï‚— IVP;
 Şüpheli Genitoüriner Sistem Yaralanmalarını
ï‚— Anjiografi;
 Pelvik Fraktürlerden gelen ya da arteryal yaralanmalardan
kaynaklanan kanamaları saptayabilir
Diğer Tanısal Yöntemler
51. Figür: 3 Doudenum
ikinci kısım
perforasyonunu gösteren
orogastrik tüpten verilen
gastrofinin ekstravaze
olması
52. LAPAROTOMÄ°
 Laparotomi abdominal travmada altın standarttır
 Kesin sonuç verir nadiren yaralanma kaçırır
ï‚— Abdomen ve retroperitoneum tamamen deÄŸerlendirilir
53. Acil laparotomi endikasyonları
 Ayakta, Lateral ya da Yatarak Çekilen Grafilerde
– İntraperitoneal – Retroperitoneal Serbest Hava Tespiti
– Hava-sıvı seviyeleri (ileus)
– Diyafragma Rüptürü Bulguları
ï‚— Abdominal distansiyon
 DPL (+) bulunması
 BT’de opere edilebilir yaralanma bulunması
 GI ya da GU sistemden kontrast madde kaçağı
 Anjiografide arteryal lezyon saptanması
54. Tanı ve Tedavide Öncelikler
1.Bütün hastalarda olduğu gibi A,B,C.
2.Batın içi kanamayı ara!
3. Şok ve kanama nedeniyle değişen vital bulguları düzelt
4. Şok kaynağının karın içinde olup olmadığını belirle
5. Acil laparotomi gerekliliÄŸine karar ver
6. Gizli bir karın içi yaralanması olup olmadığını belirlemek için bakı, lab
ve radyolojik testleri tamamlayın
7. Hastayı sık tekrarlayan bakılarla izleyin
55. Tedavi:
ï‚— Kan istemi, temini.
 Açık yaralanma varsa SF ile yıkanmalı.
 Ardından ıslak spançla yaranın üstü kapatılmalı.
 Çoklu travma önceliklerine dikkat
57. Karın travmasında Nonoperatif Tedavi
 Hilusu tutmayan dalak ya da karaciğer yaralanmaları non-op tedavi edilebilir.
– hemodinamik olarak stabil olmalı
– Yaş< 50
– YB ve cerrahlar her an ulaşılabilir ve uygun olmalı
– Yaralanma grade’i düşük olmalı
– Kan tx ve op gereksinimleri anında karşılanabilecek
düzeyde olmalı
– Hematokrit izlemi ve sık fizik bakı
58. Antibiyotik-tetanus-analjezi
 Penetran travmada antibiyotik her zaman düşünülmelidir
– Şüpheli barsak yaralanması varsa endikedir.
– Mümkün olduğunca erken verilmelidir.
 Tetanus aşısı (ve belki beraberinde anti-tetanus IG) yapılmalıdır.
 Hasta stabilize edildikten sonra ağrı varsa IV opiatlar oncelikli olmak üzere
analjezik kullanılmalıdır.
60. Özet
 Batın travmalı hastanın çoklu travması olabileceğini unutma.
 Önce A,B,C. ve erken cerrahi konsültasyon
 Hastanın sık aralıklarla vital bulgularını, batın muayenesini ve
hematokrit kontrolü yap
 Kanama ve şokun asıl kaynağının karın olabileceğini unutma
61. özet
 Ek tanısal testlere gereksinim olup olmadığına karar ver
 Görüntüleme seçerken hastanın stabilizasyonu her zaman önceliklidir.
 FAST başlangıç değerlendirmesi için en uygun yöntemdir.
 BT stabil hastalar için saklanmalıdır.
 Erken tanı/ hızlı laparatomi
 Travma Merkezine sevk kararı
62. ï‚— Injury. 2007 Sep;38(9):1069-74. Epub 2007 Aug 8. Links
ï‚— Blunt abdominal injury: serum ALT-A marker of liver injury and a guide to
assessment of its severity.
ï‚— Srivastava AR, Kumar S, Agarwal GG, Ranjan P.
ï‚— Department of Surgery, King Georges Medical University, Lucknow, India.
aseem_ranjan@hotmail.com
ï‚— BACKGROUND: Elevated serum alanine aminotransferase (ALT) as a marker for
diagnosis, and assessment of severity in patients with blunt hepatic injuries are
hitherto un-described or casually mentioned in literature. METHODS: Prospective
observational study of all patients admitted with blunt abdominal trauma accrued
between May 2002 and December 2003. Upon admission, vital parameters were
recorded and blood samples were drawn for haemogram and serum ALT (SGPT)
levels. Patients were further evaluated with USG, CT scan or underwent a laparotomy.
RESULTS: Of the 122 patients with blunt abdominal injury, 32 had raised ALT, among
these 31 had liver injury. No patient with a normal ALT had hepatic injury. Five
patients with a significantly raised ALT and negative USG had liver injury. Patients
with modestly raised ALT, mostly resolved on non-operative treatment, whereas,
patients with more marked rise had more serious hepatic injuries, more
complications, greater transfusion requirement, and higher death rates.
CONCLUSION: This observational cohort study strongly suggests that raised serum
ALT is a sensitive diagnostic marker for blunt liver injury and its levels may assist with
prognosis and guide management
63. ï‚— Injury. 2009 Sep;40(9):978-83. Epub 2009 Jun 16. Links
ï‚— Hepatic enzymes have a role in the diagnosis of hepatic injury after blunt abdominal
trauma.
ï‚— Tan KK, Bang SL, Vijayan A, Chiu MT.
ï‚— TTSH-NNI Trauma Centre, Tan Tock Seng Hospital, Singapore, Singapore. kerkan@gmail.com
ï‚— INTRODUCTION: Delayed diagnosis of patients with severe liver injuries is associated with an
adverse outcome. As computed tomographic (CT) scan is not always available in the
management of blunt abdominal trauma worldwide, the present study was undertaken to
determine the accuracy of selected haematological markers in predicting the presence of
hepatic injury and its severity after blunt abdominal trauma. METHODS: A retrospective review
of all patients with blunt abdominal trauma presented to our institution over a 3-year period was
performed. Patients were excluded if they suffered penetrating injuries, died in the emergency
department or if the required blood tests were not performed within 24h of the accident. The
grading of the hepatic injury was verified using CT scans or surgical findings. RESULTS:
Ninety-nine patients with blunt abdominal trauma had the required blood tests performed and
were included in the study. The median injury severity score was 24 (range 4-75). Fifty-five
patients had hepatic injuries, of which 47.3% were minor (Grades I and II) while 52.7% had
major hepatic injuries (Grades III-V). There were no patients with Grade VI injuries. A raised
ALT was strongly associated with presence of hepatic injuries (OR, 109.8; 95% CI, 25.81-
466.9). This relation was also seen in patients with raised AST>2 times (OR, 21.33; 95% CI,
7.27-62.65). This difference was not seen in both bilirubin and ALP. ALT>2 times normal was
associated with major hepatic injuries (OR, 7.15; 95% CI, 1.38-37.14; p=0.012) while patients
with simultaneous raised AST>2 times and ALT>2 times had a stronger association for major
hepatic injuries (OR, 8.44; 95% CI, 1.64-43.47). CONCLUSION: Abnormal transaminases
levels are associated with hepatic injuries after blunt abdominal trauma. Patients with ALT and
AST>2 times normal should be assumed to possess major hepatic trauma and managed
accordingly. Patients with normal ALT, AST and LDH are unlikely to have major liver injuries.
64. ï‚— Saudi Med J. 2002 Nov;23(11):1350-5. Links
ï‚— Role of ultrasonography, computed tomography and diagnostic peritoneal lavage in
abdominal blunt trauma.
ï‚— Al-Salamah SM, Mirza SM, Ahmad SN, Khalid K.
ï‚— Department of Surgery, King Saud University, Riyadh, Kingdom of Saudi Arabia.
smsalamah@health.net.sa
ï‚— OBJECTIVE: To compare the diagnostic accuracy of diagnostic peritoneal lavage (DPL),
ultrasonography and computed tomography in the management of blunt abdominal trauma.
METHODS: A retrospective review of the charts of 233 patients with blunt abdominal trauma
necessitating admission to Riyadh Medical Complex, Riyadh, Kingdom of Saudi Arabia was
carried out over a 2 year period (January 2000 to December 2001). The diagnostic yields of DPL,
ultrasound and computed tomography were analyzed. The results were compared with findings
on subsequent laparotomy or ultimate outcome, which continued in hospital observation and
conservative management. RESULTS: Mean age was 23 years and 79% patients were male. Road
traffic accident remained the most common cause (70%) and 56% patients had multisystem
injuries. The sensitivity for DPL, ultrasound and computed tomography scans was found to be
98%, 96% and 98% with an overall accuracy rate of 92%, 95% and 99%. Diagnostic peritoneal
lavage showed false positive results with retroperitoneal injuries and missed one small bowel
injury and a pancreatic injury, and resulted in one catheter related bowel injury. Computed
tomography scan was able to grade, quantify and localize the injury and helped in devising a
successful management plan in 76.5% cases. CONCLUSION: Diagnostic peritoneal lavage is a
promising bedside investigation, but is invasive with low accuracy for retroperitoneal injuries and
high probability of nontherapeutic laparotomy with false positive results. The high sensitivity and
accuracy rates of computed tomography justify its use in quantifying and estimating the grade of
injury in order to select the appropriate management of trauma victims. Computed tomography
is recommended as the initial investigation of choice in hemodynamically stable patients with
blunt abdominal trauma.
65. 1: Ann Univ Mariae Curie Sklodowska Med. 2004;59(2):328-34. Links
Imaging diagnostics of renal trauma.
Pasławski M, Kołtyś W, Złomaniec J, Szafranek J.
2nd Department of Radiology, Skubiszewski Medical University of Lublin.
The aim of the study is presenting the diagnostic value of different imaging modalities in the
evaluation of patients with renal injury. The material comprises a group of 16 patients with blunt
abdominal trauma. Six of them were treated surgically. Plain abdominal radiography was performed
in 9 patients, urography in 7, US examination in 16 patients and CT in 12 cases. The renal injuries in
US were found in 16 cases, 7 of them were isolated and in 9 patients multi-organ injuries were
found, with liver injury in 2 of them. The minor injuries were found in 8 cases. In other 8 cases
severe renal injuries were found. The perirenal haematomas were visible as non-enhancing areas
adjacent to kidney. The parenchymal laceration appeared as linear non-enhancing areas in the renal
parenchyma. In the group of minor renal lesion in 3 cases the renal contusion was found and small
parenchymal and subcapsular haematomas in 2 cases appearing as hyperdense subcapsular areas,
without evident contrast enhancement. In 2 cases CT revealed perirenal extravasations of blood,
appearing as perirenal masses (density of 50 HU), and not revealing contrast enhancement. In 2
cases in CT retroperitoneal haematomas were found. The absence of excretion was found in 2
cases, representing severe injury of the renal pedicle. In 3 cases the injury of ureteropelvic system
with extravasations of the contrasted urine into perinephric area was found in CT and in urography.
That was the most frequent urographic sign of renal laceration. In 3 cases axial sections revealed
injuries of renal collecting system, with subtle extravasation of contrasted urine. In 2 other cases of
extensive parenchymal injuries US examination revealed irregular areas of inhomogeneous
reflectivity. Radiological evaluation of kidney in patients which sustained abdominal trauma is
generally indicated in patients with hypotension < 90 mm Hg and hematuria. CT is preferred image
method, enabling evaluation of the injury category. CT is essential in qualifying of patients for
conservative or surgical management. USG is also useful in initial diagnosis, but usually precise renal
evaluation requires additional CT examination.
66.  Travma Acil Cerrahi Derg. Yıl: 2008 Cilt: 14 Sayı: 3 205-210 Künt karın travması: Tanı
yöntemlerinin değerlendirilmesi ve cerrahi sonuçlar
Ahmet Karamercan1, Utku Yılmaz1, Mehmet Akif Karamercan2, Bülent Aytaç1
1Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara
2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı, Ankara
 AMAÇ: Bu çalışmada künt karın travması (KKT) ile başvuran hastalarda uygulanan tanısal testlerin
ortaya konulması ve bunların cerrahın kararları üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: GÜTF'ne Mayıs 2003-Mayıs 2005 tarihleri arasında KKT nedeniyle başvuran 144
hasta retrospektif olarak incelendi.Hastalar yaş, cinsiyet, yaralanma mekanizması, Glasgow koma
skalası,revise edilmiş travma skoru,izlem periodu, uygulanan tanısal testler ve tedavi yöntemleri
açısından değerlendirildi. BULGULAR: Hastaların 98’i erkek ve 46’sı kadın olup ortalama yaşları
36yaş(17-84yaş) olarak bulundu. Travma nedeni 126(% 87.5)hastada trafik kazası,14(%9.7) hastada
yüksekten düşme,4(%2.8) hastada ise darp olarak tesbit edildi.Hastaların 21’inde izole karın
travması, 123’ünde ise çoklu sistem travması mevcuttu.Hastaların 139’una(%97) abdominal
ultrasonografi ve 73’üne(%51) abdominal tomografi uygulandı. Diagnostik peritoneal lavaj (DPL)
41(%28.4) hastaya yapıldı ve 15’inde(%37) pozitif olarak değerlendirildi. 19 hastaya(%13.2) acil
laparatomi yapılırken;abdominal ultrasonogrofi ve tomografide serbest sıvı bulunan ve
hemodinamik olarak stabil olan 21 hasta takibe alındı.Bu hastalardan 2’sine takip esnasında
laparatomi kararı alındı ve operasyonda intestinal perforasyon saptandı. Genel mortalite
%16,cerrahi uygulanan vakalarda ise mortalite %14.3 olarak bulundu.
SONUÇ: Ultrasonografi,abdominal tomografi ve DPL birbirinin alternatifi olan tetkikler olarak
görülmemelidir.Bu tetkikler bir bütünün tamamlayıcıları olarak kullanıldığında, künt karın
travmasına sekonder solid organ yaralanması olan bir çok hasta opere edilmeksizin izlenebilecektir.
Böylece gereksiz laparotomiler ve bunların neden olacağı mortalite ve morbiditeler önlenmiş
olacaktır.