DENTAL MRG’NİN KLİNİKTEKİ KULLANIM ALANLARI VE TANIYA ETKİLERİIbrahim Sevki BayrakdarDENTAL GÖRÜNTÜLEME SEMPOZYUMU
20 Ocak 2018, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi /Ankara
IS THERE ANY CORRELATION BETWEEN BONE QUALITY AND MANDIBULAR HYPERMOBILITY IN...Ibrahim Sevki BayrakdarThis study aimed to determine if there is a correlation between bone quality in the mandibular condyle and articular eminence and temporomandibular joint hypermobility. The study retrospectively analyzed 58 patients with TMD using CBCT images. Bone quality was assessed and patients were classified as having or not having TMJ hypermobility. The results found no statistically significant difference in bone quality between the two groups, indicating no direct relationship between bone quality and TMJ hypermobility in TMD patients.
TURKEY PRESENTATION FOR KIIT UNIVERSITY ENGLISH PROFIENCY COURSE IN INDIAIbrahim Sevki BayrakdarTurkey has a diverse geography and climate that allows visitors to experience four seasons in one day. It has coastlines on three seas, as well as majestic mountains, valleys, lakes, and waterfalls suitable for year-round tourism. Turkish culture is a blend of Eastern and Western influences, with the official language being Turkish. Notable Turkish authors include Orhan Pamuk, who won the Nobel Prize in Literature. Istanbul straddles two continents and was the historic capital of the Byzantine and Ottoman Empires, with a population over 12 million today. Erzurum, in eastern Turkey, has a 6,000 year history and well-preserved historical sites from Persian, Roman, Byzantine, Seljuk
Zomc FractureIbrahim Sevki BayrakdarThis document discusses a case report of a 30-year-old male patient who presented with a zygomatic complex fracture from facial trauma. Cone beam computed tomography was used to diagnose fractures of the zygomaticomaxillary complex and nasal bones. Imaging revealed separation of the nasomaxillary, zygomaticofrontal, and zygomaticomaxillary sutures, as well as post-traumatic enophthalmos on the left side of the face. The patient was referred for surgical treatment of the fractures. The case report demonstrates the importance of thorough radiological examination in evaluating and planning treatment for zygomatic complex fractures.
Ultrasonographic eveluation of rapid palatal expansion zoneIbrahim Sevki BayrakdarThis study evaluated the accuracy of ultrasonography (US) in assessing sutural opening during rapid palatal expansion (RPE) by comparing US findings to oral radiographs in 29 patients undergoing RPE treatment. US examinations were performed immediately after appliance placement and at 10 and 20 turns to evaluate the midpalatal suture. The US and radiographic findings at each time point were comparable in assessing sutural opening during expansion. The study concluded that US provides an accurate, easy to use, and radiation-free method for evaluating midpalatal sutural expansion during RPE treatment.
85. MEDİKASYON
• Tetrasiklin ilişkili pigmentasyon yüksek dozda
minosiklinin sürdürülmesiyle akne tedavisinden sonra
oluşur. Dişeti ve palatinal pigmentasyon kemik ve diş
köklerinde birikmesi nedeniyle olabilir.
• Oral dokularda pigmentasyona neden olan diğer
ekzojen ilaçlar amino-quinolin, cyclophosphamide,
amiodarone ve zidovudine(azidothymidine=AZT)dir.
AIDS tedavisinde sıklıkla kullanılan AZT mukozal
pigmentasyonun yanı sıra tırnaklarda da
pigmentasyona neden olabilir. ⁽¹
•
100. PROTEZ STOMATİT
• Protez stomatitis veya proteze hassas ağız hareketli protezi çok uzun
süre kullanan hastalarda sık görülen bir durumdur.
• Etyolojisinde protezlerin mekanik irritasyonu ,candida albicans veya
protezin altında yaşayan mikroorganizmalara karşı doku yanıtı
• Hastalık yaygın eritem,ödem ve bazen peteşi ve kandidal hiflerin
birikimi ile oluşmuş beyaz noktacıklarla karekterizedir.Çoğunlukla
maksillada protez ağırlığını taşıyan bölgelerde oluşur.Durum
genellikle asemptomatiktir.
• Ayırıcı tanı Akriliğe karşı gelişen alerjik kontakt stomatitis
• Protez uyumunun düzeltilmesi,oral hijyenin sağlanması ve topikal
antimikotikler
104. SKUAMÖZ HÜCRELİ KARSİNOM
• Skuamoz hücreli karsinom erken evrede
,asemptomatik.atipik kırmızı lekeler olarak
görülebilir.Klinik özellikler
eritroplaki,eritamatöz kandidiazis veya dental
maddelerin kontak reaksiyonuna benzerdir.Bu
tür vakalarda kesin tanı koymak için biyopsi
alınmalıdır.
108. ERİTROPLAKİ
• Eritroplaki glans penis ve nadir olarak da oral mukozada görülen premalign
bir lezyondur.Klinik ve patolojik olarak başka bir hastalık adı altında
sınıfldırılamayan ,kırmızı,non spesifik leke veya plak olarak tanımlanır.
• Etyolojisi bilinmiyor
• Genelde asemptomatik,ateş kırmızısı renkte,sınırları belirgin,pürüzsüz bir
plak şeklindedir.Kırmızı lezyonlar küçük plaklar yada beyaz noktalar ile
birleşmiştir.Ağız tabanı,retromolar bölge,yumuşak damak ve dilen çok
tutulan yerlerdir.50-70 yaş arasında daha çok görülür.Eritroplakilerin %91
den fazlası teşhis edildiği dönemde histolojik olarak şiddetli
displazi,karsinoma in situ veya erken evrede invazif squamoz hücreli
karsinom gösterir.
• Eritamatöz kandidiazis,liken planus,diskoid lupus eritamatozus,erken
dönem squamoz hücreli karsinom,lokal irritasyon
• Tedavisi cerrahi eksizyondur.
112. PLAZMA HÜCRELİ GİNGİVİTİS
• Plazma hücreli gingivitis nadir görülen bir dişeti hastalığı olup
histopatolojik olarak lamina proprianın özellikle plazma hücreleriyle
yoğun inflamatuar infiltrasyonu ile karekterizedir.
• Etyolojisi bilinmiyor.Olası nedenler arasında lokal alerjenlere
reaksiyonlar,kronik enfeksiyonlar ve plazma hücreli diskraziler
düşünülmektedir.
• Klinik olarak hem serbest hem de yapışık dişeti normal yapısını
kaybetmiştir,rengi açık kırmızı olup ödemlidir.Gingivitis lokalize veya
geniş çaplı olabilir ve sıklıkla yanma hissi buna eşlik eder.Ender
olarak aynı lezyonlar dilde ve dudakta da görülebilir.
• Ayırıcı tanı desquamatif gingivitis,psöriazis,kandidiazis,yumuşak
doku plasmositoması,eritroplaki,granülamatöz gingivitis
• Tedavi de mümkünse allerjenlerin ortadan kaldırılması,topikal ve
sistemik steroid uygulaması
114. GRANÜLAMATÖZ GİNGİVİTİS
• Granülamatöz gingivitis spesifik histopatolojik paterni ile nadir görülen kronik
enflamatuar bir hastalıktır.
• Etyolojisinde yabancı cisim reaksiyonu,lokal bakteri ve fungal enfeksiyonlar ve
sistemik granülamatöz hastalıklar(Crohn hastalığı,sarkoidoz,Melkersson-Rosenthal
sendromu,Wegener granulomatozis) neden olabilir.
• Granülamatöz gingivitis serbest,yapışık dişeti,interdental papilde diffüz eritematöz
ve ödematöz alanlar şeklinde görülür.Lezyonlar tek bir alanda veya birçok alanda
görülebilir.Hassasiyet ve hafif ağrı en sık görülen semptomlardır.Lezyonlar
konvansiyonel lokal tedaviye karşı dirençlidir.Sistemik granülamatöz hastalık
durumunda ağzın diğer bölgeleride etkilenebilir.
• Ayırıcı tanı plağa bağlı kronik gingivitis,desquamatif gingivitis,linear gingival
eritem,travma,plazma hücreli gingivitis,ilaç
reaksiyonları,kandidiazis,eritroplaki,non-Hodgkin
lenfoma,lösemi,amiloidoz,orofasiyal granülamatozis
• Tedavisinde lokal ve sistemik kortikosteroidler kullanılabilir.Yabancı cisim
reaksiyonu olan vakalarda konservatif cerrahi eksizyon önerilir.
117. DESKUAMATİF GİNGİVİTİS
• Deskuamatif gingivitis bazı kronik mukokutanöz hastalıkların non spesifik
dişeti bulguları için kullanılan klinik olarak tanımlayıcı bir terimdir.
• Etiyolojisinde otoimmün mekanizma sorumludur.Desquamatif gingivitis ile
en çok ilişkili olan hastalıklar sikatrisyel pemfigoid ve liken planustur.
• Yapışık dişetinde eritem ve ödem gözlenir.Fasiyaş yüzey lingual gingivadan
daha fazla etkilenir.Epitelin spontan deskuamasyonu,bül oluşumu ve
yüzeyel erozyon alanları sıklıkla görülür.Karekteristik olarak hafif basınç
altında etkilenen gingivada epitelin deskuamasyonu veya hemorajik bül
formasyonu oluşur.Lezyonlar lokalize veya generalize olabilir.40 yaş üstü
kadınlar daha fazla etkilenir.
• Ayırıcı teşhis,nekrotizan ülseratif gingivitis,plazma hücreli gingivitis,plağa
bağlı gingivitis,ilaç reaksiyonları,granülamatöz gingivitis,oral psöriazis
• Tedavide oral hijyen sağlanmalıdır.Dişetinin mekanik basınca maruz
kalması engellenmelidir.Sistemik tedavi altında yatan hastalığın
belirlenmesine dayanır.
120. LİNEAR GİNGİVAL ERİTEM
• Linear gingival eritem genellikle HIV enfeksiyonu sonrasında görülen
nadir bir dişeti hastalığıdır.
• Kesin etiyolojisi bilinmemektedir ancak candida enfeksiyonuyla
arasında yakın bir ilişki vardır.
• Karekteristik olarak linear gingival eritem dişeti kenarında 2-4 mm
genişliğinde kırmızı band ve yapışık dişetinde diffüz eritem olarak
görülür.Gingival kanama nadirdir.Lezyon plak kontrolü ve kök yüzeyi
küretaji ve düzleştirmesine cevap vermez.
• Ayırıcı teşhis plağa bağlı gingivitis,herpetik gingivitis,desquamatif
gingivitis,lösemi
• Tedavi oral hijyenin düzeltilmesi ve plak kontrolü,itraconazole ve
fluconazole gibi sistemik antifungal ilaçlardan yararlanılır.
122. KONTAKT ALERJİK STOMATİTİS
• Kontakt alerjik stomatitis nadir rastlanan akut veya kronik
bir reaksiyondur.
• Etyolojisinde diş protez malzemeleri,resterasyon
malzemeleri,gıdalar,sakızlar ve diğer maddelere karşı alerji
oluşması vardır.
• Klinik olarak akut formu,yaygın eritem ve ödem ile
mukozayı etkiler ve özellikle vezikül ve erozyonlar
mevcuttur.Yanma en belirgin semptomdur.Kronik formunda
hiperkeratotik beyaz lezyonlar görülebilir.
• Ayırıcı tanı protez stomatiti,eritematöz
kandidiazis,eritroplaki,lökoplaki,ilaç reaksiyonları
• Şüpheli alerjen ortadan kaldırılmalı topikal ve sistemik
stereoidler ve antihistaminikler kullanılır.
124. GONOCCOCAL STOMATİT
• Gonoccocal stomatit gonoccocal enfeksiyonların nadir görülen belirtisidir.Cinsel
yolla bulaşan bir hastalıktır ve primer olarak üriner sistem ve anorektal alanı etkiler.
• Etyolojisinde Neisseria gonorhoeae,Gonoccocal stomatit genellikle orogenital seks
sonucu oluşur.(fellatio,cunnilingus).Gonoccocal stomatit kadınlarda ve
homoseksüel erkeklerde daha çok görülür.
• Gonoccocal enfeksiyonların oral belirtileri,atipik eritem ve yüzeyel
ülserasyonlabirlikte veya olmaksızın gri-sarı eksuda ile örtülü ödem
görülür.Yanma,orta derecede ağrı ve boğazda ağrı en çok görülen
semptomlardır.Parafaringeal alan,tonsilla,uvula ve yumuşak damak en çok
etkilenen alanlardır. Nadir olaraklezyonlar dil,bukkal mukoza ve gingivada
görülebilir.Submandibular ve servikal lenf nodülü genişlemesigörülebilir.Teşhis
hastanın hikayesine ve klinik özelliklerine dayanır ve mikroorganizmaların
belirlenmesi ile doğrulanmalıdır.
• Ayırıcı teşhis streptokal stomatit,herpetik stomatit,eritematöz kandidiazis,mekanik
travma,termal yanık ile yapılır.
• Oral lezyonlar genellikle sınırlıdır.Sistemik penisilin veya tetrasiklin kullanılabilir.
126. LUPUS ERİTEMATOZUS
• Lupus eritamatozus kronik immünolojik bir hastalıktır.
• Otoimmündür.
• Hastalığın 2 ana formu tanımlanmıştır:Diskoid lupus
eritematozus(DLE) ve sistemik lupus eritomatozus(SLE)
• DLE nin %25 inde, SLE nin %30-45 inde oral lezyonlar
gözlenir.Bunlar genellikle deri lezyonlarıyla beraber
gözlenir.Oral lezyonlar etrafı kabarık,beyazımsı sınırlı şeritle
çevrili,belirgin sınırlı,santral,atrofik,kırmızı alanlarla
karekterizedir.Telenijektazi,peteşi,ödem,erozyon,ülserasyon
ve beyaz hiperkeratotik plaklar görülebilir.
• Ayırıcı tanı lien planus,coğrafik dil ,benekli
lökoplaki,eritroplaki,sikatrisyel pemfigoid,sifiliz
• Steroid ve antimalaryal ilaçlar tedavide kullanılır.
128. CREST SENDROMU
• Crest sendromo sklerodermanın bir klinik
çeşidi olup Calsinosis cutis,Reynaud
fenomeni,Esophegal disfonksiyon,Scleroderma
ve Talenjiektazi kombinasyonu ile
karekterizedir.Talenjiaktezi dudakta ve oral
mukozada kırmızı plaklar şeklinde gözlenir.
130. HEREDİTER HEMORAJİK TELANJİEKTAZİ
• Herediter hemorajik telanjiektazi hastalığı nadir mukokutanöz bir
hastalık olup kılcal damarların ve küçük damarların displazisi ile
karekterizedir.
• Otozomal dominant kalıtım gösterir.
• Oral mukoza sıklıkla etkilenir ve lezyonlar ölçüleri 1-2 mm arasında
değişen ve basınçla kaybolan çok sayıda parlak kırmızı papüllerden
oluşur.Nodüller ve örümcek benzeri lezyonlar görülebilir.Minimum
mekanik hasardan sonra kanamalar yaygındır.Dudaklar,dil,bukkal
mukoza ve damak en çok rastlanan bölgelerdir.Epiktaksis ve GİS
kanamaları sık görülür.
• Ayırıcı tanı Crest sendromu,varisler,Maffucci
sendromu,multiplehemanjiomalar
• Destekleyici tedavi uygulanır.
132. ANEMİ
• Pernisiyöz anemi,demir yetmezliği
anemisi,Plummer-Vinson sendromu genellikle
oral mukozayı etkiler.Oral belirtiler erken
ortaya çıkar ve sık görülür.Atrofik,düz ve
kırmızı dil görüntüsü ile karekterizedir.Yanma
hissi,tat kaybı,anguler chelitis venadiren
erozyonlar görülür.
• Ayırıcı tanı,atrofik liken planus ve malnütrisyon
hastalıklarını içerir.
135. TROMBOSİTOPENİK PURPURA
• Trombositopenik purpura hematolojik bir hastalık
olup periferik kandatrombositlerin azalmasıyla
karekterizedir.
• Oral lezyonlar genellikle bukkal mukozada ve
damakta peteşi görünümündekırmızı
lezyonlar,ekimozlar hatta hematomlar
şeklindedir.Spontan diş eti kanamalar erken
belirtilerdir.Purpirik deri
döküntüleri,epiktaksis,Gis ve üriner sistem
kanamaları görülür.
137. İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEASİS
• Ebstein Barr virüsünün tükrüğe bulaşmasıyla oluşan bu hastalık
özellikle çocukları etkileyen,akutsınırlı bir infeksiyondur.
• Oral bulgular erken başlar ve sık görülür.Genellikle damakta
peteşi,uvulada ödem,tonsillalarda eksuda,gingivitis ve nadiren
ülserlerden oluşur.Generalize
lenfadenopati,hepetasplenomegali,makülopapüler deri
döküntüleri,boğaz şişliği sık görülür.Klinik belirtiler başlamadan önce
anoreksi,baş ağrısı,halsizlik ve ateş gibi prodromal belirtiler ortaya
çıkar.
• Ayırıcı tanı lösemiler,sekonder sifiliz,difteri,fellatio,trombositopenik
purpura,travmatik hematom
• Tedavisi semptomatiktir
139. REİTER SENDROMU
• Reiter hastalığı genellikle 20-30 yaş arası erkekleri etkileyen nadir
bir multisistemik bir hastalıktır.
• Kesin etyolojisi bilinmemekle beraber patogenezinde immünolojik
mekanizmanın etkisi vardır.
• Genel klinik özellikler nongonokokkal üretrit,siklik balanit,6 yada 7
eklemi tutan simetrik artrit,konjuktivit,prostatitis,servisit ve
mukokutanöz lezyonlarla karekterizedir.Kutanöz lezyonlar
makül,papül yada püstül şeklinde avuç içinde yada ayak tabanında
görülür.Psöriasiform lezyonlar,keratoderma, ve tırnak değişiklikleri
sık görülür.Oral lezyonlar eritematöz alanlar halinde ve
ağrılıdır.Bukkal mukoza,dişeti,damak,dudak ve dil daha sık etkilenir.
• Oral lezyonların ayırıcı tanısı Behçet Sendromu,eritema multiforme
,coğrafik dil ve ilaç reaksiyonları ile yapılmalıdır.
• Tedavide sistemik kortikosteroidler ve non-steroid antienflamatuar
ajanlar tercih edilir.
142. PERİFERİK AMELOBLASTOMA
• Ameloblastoma primer olarak çeneleri etkileyen odontojen epitel kaynaklı
tümörler içerisinde en sık rastlanan tümördür.
• Etyolojisi bilinmemektedir.Muhtemelen periferik ameloblastom kaynağını
dental lamina artıklarından ve bazal epitel hücrelerinden almaktadır.
• Periferik ameloblastom nadir görülür ve bütün ameloblastomların%1-2 sini
oluşturur.Genellikle ağrısız,yavaş büyüyen,ülser oluşturmayan,geniş
tabanlı,kırmızı bir kitle olarak görülür.Lezyonun boyutları 1-2 cm arasında
değişmektedir.En sık görüldüğü bölgeler posterior alveolar mukoza ve alt
çenenin dişetleridir.Çok az bir kemik rezorpsiyonuna sebep olur veya kemik
rezorpsiyonu hiç görülmez.Klinik tanı histopatolojik inceleme ve biyopsi ile
doğrulanmalıdır.
• Ayırıcı teşhis Pyojenik granülom,periferal dev hücreli reporatif
granülom,fibrom,squamoz hücreli karsinom,ekstraosseöz kalsifiye
odontojenik tümör,epitelyal odontojenik kist,odontojenik mikzom
• Tedavisi lokal cerrahi eksizyondur.