1. DOÇ DR FATİH ÖZAN
1
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN
AİBÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ
2. 1. KemiÄŸin medullar kavitesinde baÅŸlar
2. Süngerimsi kemiği ve havers kanallarını tutar
3. Daha sonra komşu korteks ve periosta geçer
4. Enfeksiyondur.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 2
3. DOÇ DR FATİH ÖZAN 3
1- Travma: Örneğin cerrahi bir travma, gömülü bir yirmi yaş dişi
çekimi veya çene fraktürü.
2- Odontojenik Sebepler: Örneğin ileri derecede çürüğü olan
kronik enfekte diÅŸler, ilerlemiÅŸ kronik periodontitis.
3- Komşu anatomik yapılarda enfeksiyon olması: Otitis media
gibi.
4- Metastatik septik fokustan yayılan septik trombuslar.
5- Neoplazi, ilaç tedavisi, tüberküloz, kan hastalıkları, sifiliz,
diabet, ışın tedavisi, beslenme bozukluğu, osteopetrozis gibi
metabolik hastalıklar nedeniyle enfeksiyona direncin azaldığı
durumlar.
4. DOÇ DR FATİH ÖZAN 4
Bu sebeplerden herhangi biri kemiÄŸin beslenmesini
baskılar ve sekonder bakteriyel enfeksiyon olaya karışınca
osteomyelit belirginleÅŸir.
5. DOÇ DR FATİH ÖZAN 5
1. Mikroorganizmaların olaya katılması ile kemik iliği boşluklarında
iltihap ve ödem olur.
2. Piyojenik enfeksiyon sonucunda kemikteki kan damarları baskılanır
ve beslenme bozulur.
3. Süngerimsi kemikteki beslenme bozukluğu sonucunda bu alanda
iskemi ve sonra nekroz meydana gelir.
4. Bu aşamada bakteriler çoğalır. Çünkü sirkülasyonun bozulması
sonucunda doku lokal savunma sistemini kaybetmiÅŸtir ve
osteomyelit medikal ve cerrahi olarak durdurulana kadar alanın
geniÅŸletmeye devam eder.
7. Osteomyelitis şu şekilde sınıflandırılır:
1-Akut supüratif osteomyelitis
2-Kronik supüratif osteomyelitis
3-Kronik skleroze osteomyelitis
A-Fokal skleroze osteomyelitis
B-Diffüz skleroze osteomyelitis
4-Proliferatif periostitis ile birlikte olan kronik osteomyelitis (Garre
Osteomyelitisi, Kronik non-supüratif skleroze osteomyelitis)
DOÇ DR FATİH ÖZAN 7
8.  Hastalık her yaşta ve her cinste görülür.
 Bebeklikte maksillada daha sık görülmekle birlikte
yetiÅŸkinlerde mandibula daha fazla etkilenir.
 Çenelerde osteomyelitis insidansı antibiyotiklerin
kullanılmaya başlanmasından bu yana gelişmiş ülkelerde
büyük ölçüde azalmıştır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 8
10.  Çenenin akut supüratif osteomyeliti, uzun kemiklerin
enfeksiyonlarından etiyoloji ve mikrobiyal etkenler
açısından bir farklılığa sahiptir.
ï‚ž Mikrobiyal etkenlerle oluÅŸanlar, genellikle bakterilerin
hematojen yolla yayılması sonucu oluşan bir çocukluk
hastalığıdır.
 Bunun1a birlikte, çenelerin osteomyeliti genellikle bir
yetişkin hastalığıdır ve enfeksiyon tipik olarak ağızdan
orijin alır. DOÇ DR FATİH ÖZAN 10
11. Enfeksiyon kaynağı şunlar olabilir:
ï‚ž Periapikal enfeksiyonlar
 Fraktür hattındaki periodontal cepler
ï‚ž Akut gingivitis veya periodontitis ( son derece nadirdir)
 Penetre olan kontamine yaralar (Deri veya diğer dış
kaynaklar) (Açık fraktürler veya ateşli silah yaralanmaları)
 Deri veya diğer dış kaynaklar
 Enfeksiyon nadiren de ağız dışından kaynaklanır:
 Komşu anatomik yapılarda enfeksiyon olması (Örneğin
Otitis media)
 Metastatik septik fokustan yayılan septik trombuslar
(Hematojen Yol)
DOÇ DR FATİH ÖZAN 11
13. Günümüzde çenelerde veya çevre dokularda spontan
ciddi enfeksiyonlar genel populasyonda nadiren
görülmektedir ve predispozan faktörler nispeten daha
önemli olmaktadır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 13
14. Başlıca predispozan faktörler şunlardır:
1- Çenelerin hastalığı veya Iokal hasarı:
a- Travma; cerrahi travma, gömülü bir yirmi yaş dişi
çekimi veya ateşli silah yaralanmalarını da içeren açık
fraktürler
b- Radyasyon hasarı
c- Paget hastalığı veya osteopetrosis
2- Zayıflamış immün sistem: Bu duruma ömek olarak akut lösemi,
immünosupresif tedavi, kontrol altında olmayan diabetes
mellitus, orak hücreli anemi, kronik alkolizm veya malnütrisyon
verilebilir. Bu tip vakalarda ve özellikle alkoliklerde yaralanma
ile (hatta bazen küçük bir travma şeklindeki yaralanma ile)
ciddi kemik enfeksiyonu oluÅŸabilir. Akut osteomyelitis HIV
enfeksiyonunda da tanımlanmıştır fakat bu gruptaki vakalar
yaygın değildir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 14
16.  Hastaların büyük bir kısmı yetişkin erkeklerdir ve genellikle
etkilenen mandibuladır.
 Maksillanın akut osteomyelitisi genellikle yeni doğan veya
bebeklerin bir hastalığı olup doğum sırasındaki yaralanmalar
(örneğin forseps nedeniyle ) ya da kontrol edilemeyen orta
kulak enfeksiyonunu takiben ya da çok nadiren, primer bir
enfeksiyondan hematojen yolla yayılarak ortaya çıkar.
 Bu nedenle gelişmiş ülkelerde günümüzde nadiren görülür.
 Yetişkinlerde trigeminal herpes zoster'in nadir bir
komplikasyonu olarak da ortaya çıkabilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 16
17.  Erken dönemde şikayetler şiddetli zonklama tarzında,
bunaltıcı ağrı ve şişliktir.
 Enflamatuvar ödem nedeniyle başlangıçta eksternal bir
ÅŸiÅŸlik oluÅŸur.
 Daha sonraları pü nedeni ile periostun gerilmesi ve
sonuçta subperiosteal kemik oluşumu şişliğin gittikçe
sertleÅŸmesine neden olur.
 Şişliğin üzerini örten dişeti kırmızı, kabarık ve hassastır.
 İlgili dişlerin perküsyonunda hassasiyet vardır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 17
18.  Ciddi vakalarda dişler lükse olabilir ve açık bir soketten
veya dişin kolesi çevresinden koyu renkli, kötü kokulu
pü gelebilir.
 Kas ödemi ağız açmada ve çiğnemede güçlüğe neden
olur.
 Bölgesel lenf nodları büyümüştür ve hassastır ve alt
dudakta anestezi veya parestezi hali karakteristiktir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 18
19. Akut faz süresince ateş, keyifsizlik ve lökositoz olabilir
fakat sıklıkla hasta şaşırtıcı bir şeklide iyidir. Çok hasta
veya çok solgun görünen hastalarda altta yatan hastalık
olduğu düşünülmeli ve bu araştırılmalıdır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 19
22.  Kemikteki radyografik değişiklikler on günden önce
ortaya çıkmaz.
 Kemiğin rezorbe olduğu ve kemik destrüksiyonunu
gösteren radyolüsent alanlarda kemiğin belirgin
trabeküler yapısı kaybolur.
 Bu alanlar iyi sınırlanmamıştır ve yumuşak tüy veya
güve yeniği görüntüsünde olurlar.
 Ölü kemik a1anları nispeten yoğun görülür.
 Bu alanlar sekestr olarak ayrılarak daha belirgin bir
şekilde sınırlandırılırlar.
 Daha sonraları genç hastalarda çok sık görülen
subperiosteal yeni kemik oluşumu ortaya çıkar.
ï‚ž Lateral radyografilerde subperiosteal yeni kemik
oluşumu tipik olarak çenenin alt kenarının altında ince,
kavisli bir şerit şeklinde görünür.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 22
24. ï‚ž Genellikle bir hematojen enfeksiyon olan uzun kemiklerin
osteomyelitisinin aksine deri, açık bir fraktür gibi eksternal bir
kaynaktan ileri gelen çene osteomyelitinin sebebi bu kaynaklardan
gelen stafilokoklardır.
 Bazı vakalarda S. Epidermidis, S. Aereus’dan çok daha sıklıkla
etkendir.
 Pek çok vakada oral bakteriler, özellikle Bacteroides,
Porphyromonas veya prevotella türleri gibi anaeroblar başlıca
etkendir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 24
26.  Mandibula nispeten sınırlı bir kan akımına, kalın
kortikal tabakası olan yoğun bir kemik yapıya ve
kaba trabeküllere sahiptir.
 Şayet hastada immün sistem baskılanmışsa ve akut
lösemideki gibi nötrofil defektine sahipse sadece
basit bir diş çekimini takiben bile osteomyelitis
geliÅŸebilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 26
27. ï‚ž Bir kez enfeksiyon medullar yumuÅŸak dokuyu
etkilediğinde akut enflamatuar cevabı provake eder.
 Enflamatuar eksudanın açığa çıkması kemik iliği
boşluklarında enfeksiyonun yayılmasına neden olur.
 Bununla birlikte vasküler kanalların rijit sınırları,
eksudanın kemikteki kan damarlarına baskı yapmasına
neden olur, trombozis ve obstrüksiyondan sonra daha
ileri kemik nekrozuna yol açar.
 Bakteriler bu ölü dokuda çoğalabilirler ve, penisilinler
gibi bazı antibiyotikler için nispeten ulaşılmaz olurlar.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 27
28.  Ölü kemik mikroskobik olarak osteositlerin olmadığı
ancak nötrofiller ile dolu olan lakunaların ve bakteri
kolonilerinin görülmesiyle kolayca ayırt edilebilir
ï‚ž Nekrotik yumuÅŸak dokunun likefaksiyonu ve
enflamatuar hücrelerden oluşan pü, medulla boyunca
dışarı çıkmakta zorlanır fakat sonuçta kemiğin
rezorpsiyonu sayesinde subperiosteal bölgeye ulaşır.
 Pü nedeniyle periostun gerilmesi, subperiosteal kemik
yapımını stimüle eder
DOÇ DR FATİH ÖZAN 28
29.  Sağlıklı doku ve enfekte doku arasındaki sınırda
osteoklastlar ölü kemiğin periferini rezorbe ederler ve
sonuçta ölü kemik bir sekestr olarak ayrılmaya başlar.
 Enfeksiyon lokalize olmaya başladığında özellikle
subperiosteal olarak etrafında yeni kemik oluşur.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 29
30.  Kemiğin öldüğü ve uzaklaştırıldığı bölgede prolifere
olan bağ dokuda kaba fıbröz kemiğin formasyonu
şeklindeki granülasyon yoluyla iyileşme olur.
 Resolüsyondan sonra fıbröz kemik yavaş yavaş yerini
kompakt kemiğe bırakır ve normal morfolojiyi
sağlamak üzere yeniden şekillenir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 30
32.  Tedavi için şunlar yapılmalıdır:
1- Bakteriyolojik tanı
2- Antimikrobiyal Tedavi
3- Debridman
4- Drenaj
5- Sekestrin Uzaklaştırılması
DOÇ DR FATİH ÖZAN 32
33. 1- Bakteriyolojik tanı: İlk önce kültür ve sensitivite testinin
yapılabilmesi için pü örneği ya da bunda başarısız
olunduğunda lezyonun derinlerinden örnek
alınmalıdır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 33
34. 2- Antimikrobiyal Tedavi: Örnek alındıktan hemen sonra güçlü
antibiyotik tedavisine başlanılmalıdır. Başlangıçta 8 saatte
200-400 mgr metronidazole ile birlikte hastanın alerjik
olmaması şartıyla penisilin günde 600-1200 mgr olacak
şekilde enjektabl olarak verilebilir. Klindamisin'in avasküler
dokuya penetrasyonu daha iyidir ve uzun kemiklerde olduÄŸu
kadar mandibula osteomyelitinin tedavisi için de etkilidir.
DoÄŸru antibiyotik tedavisi bakteriyolojik bulgular sayesinde
birkaç gün içinde belirlenir. Ağrı, şişlik, drenaj bittiğinde ve
yara iyileşmesinin iyi olduğu gözlendiğinde antibiyotik
tedavisine son verilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 34
35. 3- Debridman: Ateşli silah yaralanması veya diğer penetre
edici yaralanmalarda, dikkatli debriment, yabancı cismin
uzaklaştırılması ve fraktürün immobilizasyonu
gereklidir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 35
36. 4- Drenaj: Kemiğin içindeki basınç diş çekimi, frez deliği
veya dekortikasyon yoluyla azaltılmalı ve gerektiği gibi
eksuda ağız içine veya ekstraoral olarak drene
edilmelidir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 36
37. 5- Sekestrin Uzaklaştırılması: Akut faz kontrol altına
alınıncaya kadar geciktirilmelidir. Ölü kemiğin zorla
ayrılması yapılmamalı ve güçlü küretaj tavsiye edilmez
fakat daha sonraki dönemlerde hareketli sekestrler
uzaklaştırılabilir. Dişler sadece doku destrüksiyonu
nedeniyle lükse oldukları takdirde çekilmelidir. Akut durum
bertaraf edildikten sonra hastanın uzun süre (aylar veya
daha çok) klinik ve radyografik takibi yapılmalıdır (Nüks ve
yeniden tedavi için).
DOÇ DR FATİH ÖZAN 37
40. ï‚ž Ä°nferioer alveoler sinirin etkilenmesi alt dudakta anesteziye
neden olabilir fakat his enfeksiyonun eliminasyonu ile tekrar
kazanılır.
 Geniş kemik destrüksiyonu patolojik fraktüre neden olabilir
ve immobilizasyon gerektirir fakat nadirdir .
ï‚ž Yetersiz tedaviyi takiben nadiren de olsa kronik osteomyelitis
geliÅŸebilir.
 Son derece virulan organizmaların yayılması nedeniyle
sellülitis nadiren gelişebilir.
 Septisemi sadece immün yetmezliği olan hastalarda
görülebilir. DOÇ DR FATİH ÖZAN 40
42.  İrritanların ( virülansı düşük bakterilerin ) daha uzun süreli ve daha düşük
dereceli olarak kemiÄŸi etkilemeleri sonucu oluÅŸur.
 Yetersiz tedavi yapılan akut osteomiyelitis kronik hale gelebilir.
ï‚ž Radyasyon tedavisinin bir komplikasyonu da olabilir.
ï‚ž Nadiren kronik osteomiyelitis, herhangi bir akut durum olmadan geliÅŸebilir.
 Enfeksiyon lokalizedir fakat hastanın immün sisteminin, ölü kemikte gelişen
bakterilere ulaşamaması yüzünden inatçıdır.
 Aralıklarla pü drenajı ve yeni kemik formasyonu vardır.
 Ağrı orta düzeyde ve ara ara olur.
 Sekestrler yavaşça atılır fakat çoğu kez fistül boyunca probing yapılmak
suretiyle hissedilebilir.
 Sekestrler karakteristik olarak pürüzlü, gıcırtılı his verirler ve hareketli olarak
hissedilebilirler.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 42
43. Radyografik olarak kemık destrüksıyonunu gösteren
düzensiz radyolüsent-radyoopak alanlar ve sekestr
formasyonu görülebilir ve subperiosteal yeni kemik
oluşumu ile birlikte çevre kemiğin sklerozisi izlenebilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 43
44. Hastanın hikayesinde daha önce geçirilmiş bir
odontojenik enfeksiyon veya akut supuratif
osteomyelitis, enfeksiyona direncin azaldığı bir hastalık,
zor bir çekim veya çenede kalmış kökler, komşu
anatomik yapılarda enfeksiyon, alt dudakta anestezi veya
parestezi saptanır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 44
49.  Son derece düşük seviyeli periapikal enfeksiyona karşı
gelişen yaygın olmayan bir kemik reaksiyonu olup,
enfeksiyona karşı lokal doku rezistansının yüksek
derecede olduÄŸu nadir bir durumdur.
 Hastalar tipik olarak 20 yaş altındadırlar ve odak
genellikle ileri derecede çürük ve non-vital bir
mandibuler daimi 1. molar olmak üzere, mandibuler bir
diÅŸ ile iliÅŸkilidir.
 Asemptomatiktir veya sadece orta derecede ağrıya
neden olur.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 49
50. Radyografilerde tipik olarak lamina duranın intakt
kaldığı bir yada her iki kökün apeksinin altında 2-3
santimetre çapa kadar olan iyi sınırlı bir radyoopak alan
görülür. Lezyonun sınırları çevredeki normal kemik ile
birleşmiş yada keskince ayrılmış olabilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 50
53. Genellikle tedavi gerektirmez ve endodontik
tedaviyi takiben iyileşir. Çekim gerektiren vakalarda
enfekte dişin çekilmesini takiben lezyon yavaş bir
şekilde resolüsyona uğrar fakat sklerotik kemik alanı
belirsiz bir ÅŸekilde kalabilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 53
55. Diffüz skleroze osteomyelitis (özellikle geniş
yayılımlı periodontal hastalık gibi) düşük dereceli
medullar enfeksiyonlara karşı endosteal ve periosteal
reaksiyonlarla verilen nadir bir proliferatif cevap olarak
tanımlanmıştır.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 55
56.  Hastalık sıklıkla orta yaş ve yaşlı siyahlarda görülür.
ï‚ž Genellikle diÅŸli ya da diÅŸsiz mandibula etkilenir ve
tekrarlayan (aralıklarla oluşan) ağrı, ödem ve trismusla
karakterizedir.
 Radyografilerde; sıklıkla bilateral, (bazen hem
mandibula hem de maksillanın etkilendiği) paget
hastalığındaki pamuk yumağı şeklindeki
radyoopasitelere benzer diffüz veya nodüler sklerotik
alanlar görülür.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 56
60. Kronik diffüz skleroze osteomyelitis; paget hastalığı,
osteopetrozis ve geç dönem fibröz displaziden ayırt
edilmelidir. Şüpheli dişlerin çekilmesi ve penisilin
tedavisi başlangıç tedavisidir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 60
61.  Kültür ve sensitivite testleri başka bir antibiyotiğin daha uygun
olduğunu göstermedikçe penisilin’e en az 3 ay devam edilir.
 Ağrı ve şişliğin önlenmesinde non-steroidal antienflamatuar ilaçlar
yetersiz kalırsa kortizon tedavisi yapılmalıdır.
 Trismuslu hastalarda çene egzersizlerinden kaçınılmalıdır (hastalığın
ilerlemesini hızlandırır). Diş çekimleri sadece çok gerekli ise ve
antibiyotik baskısı altında yapılmalıdır.
 Başlangıç tedavisi yetersiz kalırsa ve klinik bulgular ve radyografik
değişiklikler artarsa, dekortikasyon yapılmalıdır. Dekortikasyon en
çok, osteomyelitin mandibuler ramusta çok geniş alanlara
yayılmadığı durumlarda başarılı sonuç verir.
 Yetersiz antibiyotik tedavisinden sonra geç kronik safhalarda
kortizon tedavisi yararlıdır. DOÇ DR FATİH ÖZAN 61
62. Sıklıkla yoğun semental yığılmalar sekestrler
oluÅŸturur ve bu olduÄŸunda etkilenen alan
oluklandırılmalı ve yoğun kitleler uzaklaştırılmalıdır.
Bunu takiben iyileÅŸme olur.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 62
64.  Periapikal veya perifoliküler enfeksiyona karşı nadir bir
reaksiyon olan bu durum, subperiosteal yeni kemik yapımı
ile karakterizedir.
 Sadece genç hastalar etkilenir (çocukluk ve buluğ dönemi)
ve lezyon, genellikle mandibulada ve özellikle daimi 1.
molarda olmak üzere düşük dereceli kronik enfeksiyona
karşı bir cevap olarak ortaya çıkar.
 Genellikle çenenin lateral kısmında veya alt kenarında
olmak üzere hassas olmayan, kemik sertliğinde bir şişlik
oluşumundan önce hafif ağrı olabilir.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 64
65.  Radyografilerde, periapikal bölgede radyolüsensisi olan
çürük bir diş veya daha az sıklıkla sürmemiş bir dişin
çevresinde folikülitis görülür.
 Kortikal yüzeyde düzgün, konveks bir aşırı kemik
büyümesi vardır.
 Yeni kemik soğan zarı şeklinde paralel, konsantrik
tabakalar şeklinde görülür.
 Çenenin geri kalan kısmı normal görünümdedir ya da
osteomyelitis nedeniyle osteosklerotik veya radyolüsent
alanlar şeklindedir. DOÇ DR FATİH ÖZAN 65
71.  Tipik olarak mandibulanın posteriorunda aralıklı, donuk,
sızlama şeklinde bir ağrı ile birlikte 8-10 yaşlarında
baÅŸlar.
 Ağrılı durumlara bazen yanaktaki diffüz şişlik eşlik eder
fakat genellikle antibiyotiklere cevap verir.
 Seri radyografiler mandibula gövdesinin ve ramusun her
tarafında kortikal ve kansellöz kemiğin güve yeniği
tarzındaki destriksüyona uğramış alanları; en sonunda
herhangi bir rezidüel değişiklik olmaksızın tamamen
rejenerasyonu gösterir. DOÇ DR FATİH ÖZAN 71
72.  Bakteriyel bir nedeni ortaya çıkarma girişimlerine rağmen
patojen bakteriler bulunamamıştır, fakat fusidic aside hızlı
cevap alınması staphylococcus aerius'un sorumlu
olabileceÄŸini akla getirmektedir.
 Bu hastaların pek çoğunun, enfeksiyonun inatçı olmasına yol
açan bir lökosit defektine sahip olmaları şeklinde bazı
kanıtlar vardır.
 Otörler çocuklarda 3 kronik osteomyelitis vakası
tanımlamışlardır. bunlardan birisi, neden olan dişin
çekilmesine cevap vermiş, diğerleri klindamisine cevap
vermiştir. DOÇ DR FATİH ÖZAN 72
74. Fusidic asit ( Stafine Film tab, 500 mgr, 3x1 yetiÅŸkin;
30-50 mgr/kg çocuk ), klindamisin veya eritromisin en
etkili ajanlardır. Fakat rekürrent semptomlar bir kaç yıl
kalabilir ve sadece geç adolesan dönemde ortadan
kalkarlar. Ağrı sık veya inatçı ise aylar veya hatta
yıllarca sürekli antibiyotik tedavisine devam edilmesi
gerekebilir. Fakat cerrahi çok az yarar sağlar.
DOÇ DR FATİH ÖZAN 74