ºÝºÝߣ

ºÝºÝߣShare a Scribd company logo
DOÇ. DR. FATİH ÖZAN
AİBÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ
AĞIZ DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI
2
DOÇDRFATİHÖZAN
AFTÖZ ÜLSERLER
 Aftöz ülserler nüfusun % 10-25 arasındaki bir
bölümünü etkilemektedir.
 Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kişilerde görülme
oranı daha fazladır.
 Çok faktörlü bir etyolojiden söz edilmektedir.
3
DOÇDRFATİHÖZAN
1. Genetik yatkınlık
2. Travmaya karşı gelişen şiddetli yanıt
3. Enfeksiyonlar
4. İmmünolojik düzensizlikler
5. Gastrointestinal bozukluklar
6. Hematolojik bozukluklar
7. Hormonal düzensizlikler
8. Stress
9. Genetik yatkınlık konusunda yapılan çalışmalar
sonucunda bazı bireylerin ailesel anamnezinin
pozitif olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. 4
DOÇDRFATİHÖZAN
 Aftın belirli bir mikroorganizmaya bağlı olarak oluştuğuna dair
kesin bir kanıt yoktur.
 Bazı aftöz lezyonlarda adenovirüs ve HSV 1 varlığı
belirlenmesi enfeksiyöz etyolojiyi düşündürmüştür.
 Aftöz ülser bulunan bireylerde oral müköz membranlara karşı
otoantikorlar tespit edilmiÅŸtir.
 Bazı araştırmacılar dolaşımda bulunan immün kompleksin
etyolojide rol oynadığını, antijen antikordan oluşan komplekse
cevap veren nötrofillerin damar duvarlarındaki sitoplazmik
enzimlerin salınmasına neden olduğunu ve bu olayın epitel
yıkımına neden olduğunu söylemiştir.
5
DOÇDRFATİHÖZAN
 Günümüzde aftöz ülserlerin etyolojisinde T
lenfositlerin önemli bir rol oynadığı ve fokal
immün disfonksiyona bağlı olarak oluştuğuna
inanılmaktadır.
 Fındık, çikolata ve glutene karşı olan alerjilerin
aftöz ülserlerin etyolojisinde rol aldığı
düşünülmektedir. 6
DOÇDRFATİHÖZAN
 Hastaların yaklaşık %20’sinde (barsakta emilim
sorunlar gibi sebeplerle) vitamin B12, folik asit
ve demir eksikliÄŸi tespit edilmiÅŸtir.
 Bu eksikliklerin düzeltilmesi ile lezyonların
iyileşmesinde ilerleme sağlanmıştır.
 Fakat bu eksikliklerin aftöz ülser bulunan bütün
hastalarda mevcut olmaması soru işareti
oluÅŸturmuÅŸtur.
7
DOÇDRFATİHÖZAN
 Bazı bayanlarda hormonal durumun değiştiği menstural
döngü sırasında aftöz ülserler oluştuğu bilinmektedir.
 Ancak hormon tedavisinin etkili olduğu konusunda güçlü
bir kanıt yoktur.
 Bazı çalışmalarda stres süresi ile ülserlerin şiddeti
arasında ilişki gösterilmişken, bazı çalışmalarda
gösterilememiştir.
 Aftlar AIDS hastalarında da görülebilmektedir.
 İmmün yetmezliğin derecesi ile aftların görülme sıklığı ve
şiddeti arasında ilişki vardır. Sigara içenlerde daha az
görüldüğü bilinmektedir. Sigara içmeyi bırakan kişilerde
de ortaya çıkabilmektedir. Sonuç olarak aftöz ülserlerin
etyolojisi açık bir şekilde ortaya konamamıştır.
8
DOÇDRFATİHÖZAN
1.1. MinörMinör
2.2. MajorMajor
3.3. HerpetiformHerpetiform olmak üzere üç tip aftöz ülser
tanımlanmıştır.
 Bütün formlar ağrılıdır ve rekürrent ülserler olarakrekürrent ülserler olarak
görülebilirgörülebilir.
 Ülserler vezikülleri takiben oluşmaz.
 Vestibüler mukoza, bukkal mukoza, dilin yan
kenarları, yumuşak damak, farinks ağzı ve ağız
tabanında lezyon görülebilir (keratinize olmayankeratinize olmayan
mukozadamukozada).
 Sert damak ve yapışık dişetinde nadiren görülürSert damak ve yapışık dişetinde nadiren görülür.
9
DOÇDRFATİHÖZAN
Minör aftöz ülserlerMinör aftöz ülserler en çok görülen
formdur (%80).
 Keratinize olmayan mukozada görülür.
 Genellikle 0.5 cm’den küçük, tek, ağrılı, üzeri sarımsı
fibrinöz membran ile kaplı, çevresi eritematöz ülser
ÅŸeklindedir.
 Nadiren çoklu olarak görülür.
 Genellikle 7-10 gün içerisinde ve skar bırakmadan
iyileÅŸir.
 Rekürrens görülmesi bireyden bireye göre değişir. 10
DOÇDRFATİHÖZAN
11
DOÇDRFATİHÖZAN
 Major aftöz ülserlerMajor aftöz ülserler, aftöz ülserlerin en
şiddetli formudur ve sık görülmezler (%10).
 Lezyonlar 0.5 cm’den büyüktür, minör aftdan daha
fazla ağrılıdır ve daha uzun sürede iyileşir (birkaç ay
sürebilir).
ï‚¢ Klinik olarak major aft inflamasyonun derinliÄŸine
bağlı olarak krater şeklinde bir görünüme sahiptir ve
iyileşirken skar bırakabiliriyileşirken skar bırakabilir.
 Hareketli mukozada görülür, ancak bazen dil sırtı ve
dişetinde de görülebilir.
 Malign ülserlere benzer görüntü verebilirMalign ülserlere benzer görüntü verebilir. 12
DOÇDRFATİHÖZAN
13
DOÇDRFATİHÖZAN
 Herpetiform aftöz ülserlerHerpetiform aftöz ülserler, sık
görülmezler (%10).
ï‚¢ Klinik olarak topluluk halinde (onlarca)
 1-2 mm çapında küçük ülserler şeklindedir.
 Öncelikli olarak hareketli mukozanın
etkilenmesine raÄŸmen, palatal ve gingival
mukoza da etkilenebilir.
 Ülserlerin etrafında parlak kırmızı bir halka
vardır.
 Ağrılıdır ve iyileşme 1-2 hafta sürer.
14
DOÇDRFATİHÖZAN
15
DOÇDRFATİHÖZAN
 Az sayıda minör aftöz ülser bulunan vakalarda
tedaviye gerek yoktur.
 Fakat hastanın ciddi olarak etkilendiği
durumlarda sistemik steroidler kullanılabilir.
ï‚¢ DiÄŸer vakalarda tedavinin topikal olarak
uygulanması yeterli olacaktır.
 Kortikosteroidler iyileşmeyi hızlandırmak için
değil, ağrı ve inflamasyonu azaltmak için
kullanılır.
ï‚¢ Bir kortikosteroid olan triamcinolone (Kenacort
A Orabase) lokal olarak tedavide kullanılabilir. 16
DOÇDRFATİHÖZAN
 Tetrasiklin ağız gargaralarının aft görülme
sıklığını ve şiddetini azalttığı görülmüştür.
 250 mg tetrasiklin kapsül bir miktar su içerisine
dökülerek 2-3 dakika ağızda tutularak günde üç
defa uygulama yapılabilir.
 Günde üç defa kullanılan % 0.2 lik klorheksidin
gargara aftın görülme süresini ve rahatsızlığın
şiddetini azaltmaktadır.
17
DOÇDRFATİHÖZAN
REKÃœRRENT AFT
 Sıklıkla çocukluk döneminde başlar, adölesan
veya erken erişkinlik döneminde pik yapar
 Kişideki görülme sıklığı değişkendir, ancak
bazen düzenli aralıklarla görülür
 Hastaların çoğu sağlıklıdır
 Az bir kısmında hematolojik eksiklik vardır
 Hastaların çoğu sigara kullanmaz
 Hastalık genellikle zaman içinde kendini sınırlar 18
DOÇDRFATİHÖZAN
19
DOÇDRFATİHÖZAN
AFTÖZ ÜLSER FORMLARININ ÖZELLİKLERİ
Özellik Minör Major Herpetiform Behçet
Etyoloji İmmünolojik defekt İmmünolojik defekt İmmünolojik defekt İmmünolojik defekt
Etkilenen alan Gingiva, sert damak ve
vermilyon hariç her yer
Gingiva, sert damak ve
vermilyon hariç her yer
Ä°ntraoral her yer Gingiva, sert damak ve
vermilyon hariç her yer
Ülser sayısı Genellikle bir Birkaç adet Çok sayıda Az miktarda
Ülserler vezikül
sonrası mı oluşuyor?
Hayır Hayır Hayır Hayır
Ekstraoral tutulum Hayır Hayır Hayır Evet (genital, göz)
Tedavi Semptomatik, topikal steroid Topikal, intralezyonel
veya sistemik steroid
Topikal veya sistemik
steroid
İmmunsüpresif
Sekonder oral herpes simpleks enfeksiyonlarının ve aftın özelliklerinin karşılaştırılması
Parametre Herpes Aft
Sebep HSV-1 Fokal immünoregülasyon
Predispozan faktörler Stres, travma, ultraviyole ışını, immün
direncin azalması
Stres, travma, hormonal deÄŸiÅŸiklikler,
diyet, immünolojik değişiklikler
Prodromal lezyonlar Genellikle Nadiren
Sitoloji Virüs ile enfekte epitelyal hücre Non spesifik
Veziküler safha Var Yok
Ülser sayısı Çok sayıda yaygın Genellikle tek, oval
Ağrı Var Var
Lokalizasyon Vermilyon, sert damak, gingiva Genellikle hareketli mukoza
Görülme süresi 1-2 hafta 1-2 hafta
İyileşmeden sonra skar Yok Majör formunda var
Rekürrens Var Var
Tedavi Antiviral ilaçlar Steroidler
20
DOÇDRFATİHÖZAN
21
DOÇDRFATİHÖZAN
22
DOÇDRFATİHÖZAN
23
DOÇDRFATİHÖZAN
24
DOÇDRFATİHÖZAN
25
DOÇDRFATİHÖZAN
26
DOÇDRFATİHÖZAN
27
DOÇDRFATİHÖZAN
DOÇDRFATİHÖZAN
28
DOÇDRFATİHÖZAN
29
BEHÇET HASTALIĞI
 1937 yılında Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır.
 Behçet sendromunun orijinali, oral aft, genital ülser ve üveit üçlemesi
olarak tanımlanmıştır.
 Birden fazla sistemin tutulum gösterdiği (mide-barsak, kalp-damar, göz,
merkezi sinir sistemi, eklem, akciğer, deri) ve rekürrent oral aftların
görüldüğü hastalığa Behçet hastalığıBehçet hastalığı adı verilmektedir.
 İngiltere ve Amerika’da nadir görülür, Akdeniz ülkelerinde göreceli
olarak daha sıktır ve en çok da Japonya’da görülür.
 20-40 yaş arasında erişkin erkekler ağırlıklı olarak etkilenmektedir.
 Oral bulguların minör olmasına rağmen, özellikle göz ve santral sinir
sistemi tutulumu çok ciddi sonuçlar ortaya çıkarır.
ï‚¢ Etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir.
30
DOÇDRFATİHÖZAN
 Oral lezyonlar aftöz stomatitte görülen ülserler ile tamamen
aynıdır.
 Ülserler minör aft formundadır.
 Oküler bulgular olarak üveit ve konjuktivit en çok görülen
inflamatuar semptomlardır.
 Genital lezyonlar ülseratiftir, belirgin olarak ağrı ve
rahatsızlık oluşturur.
 Deri lezyonları (erythema nodosum, subkutanöz thromboflebit,
derinin aşırı irritabilitesi) görülebilmektedir.
 Behçet hastalığı tanısı koyabilmek için aftöz stomatitle
birlikte diğer iki major özelliğin bir arada bulunması yeterli
görülmektedir. 31
DOÇDRFATİHÖZAN
32
DOÇDRFATİHÖZAN
33
DOÇDRFATİHÖZAN
34
DOÇDRFATİHÖZAN
35
DOÇDRFATİHÖZAN
36
DOÇDRFATİHÖZAN
ERÄ°TEMA MULTÄ°FORME
 Deri ve mukozalarda vezikül, bül ve ülserasyon ile karakterli
ağrılı bir hastalıktır.
 HSV ile ilgili oluşan minör formuminör formu ve sistemik ilaç kullanımı
ile oluşan major formumajor formu olmak üzere iki formu mevcuttur.
 Hastalık deri veya müköz membranları ya da her ikisini
birlikte etkileyen akut bir tablo ile baÅŸlar.
 Eritema multiforme erkeklerde daha sık olup, prodromal
evrede; ateş, kırgınlık, baş ağrısı, boğaz ağrısı görülebilir.
 Daha sonra eritemli deri lezyonlarıeritemli deri lezyonları ortaya çıkar.
 Bunlar kabarık olmayan yuvarlak, kırmızıkabarık olmayan yuvarlak, kırmızı lezyonlardır.
37
DOÇDRFATİHÖZAN
 Bunları takiben hafif kabarık ve bazen ortasında bül veya
nekroz bulunabilen lezyonlar oluÅŸur.
 Bu lezyonların çevresinde kırmızı, dairesel yapılar
bulunabilir.
 Bu lezyonlar hedef tahtasına (boğa gözü veya irise de
benzetilmektedir) benzediği için hedef lezyonhedef lezyon adı verilir.
 Hastalık ağız boşluğunda ülseratif bir hastalık olarak görülür.
 Birkaç aftöz tip lezyondan, çok sayıda yaygın yüzeysel ülsere
kadar değişen bir tablo gözlenebilir.
 En çok dudaklar, yanak mukozası, damak ve dil
etkilenmekle birlikte, oral kavitede her yerde tutulumoral kavitede her yerde tutulum
görülebilirgörülebilir.
38
DOÇDRFATİHÖZAN
ï‚¢ Eritema multiforme majordaEritema multiforme majorda (Steven-JohnsonSteven-Johnson
SendromuSendromu) ilaç etkileri ön plandadır. Ateş, oral-konjunktival-genital
ülserler ve skar oluşumları görülür.
 Eğer hedef lezyonlar mevcutsa klinik olarak tanı koymak kolaydır.
 Deri lezyonlarının mevcut olmadığı vakalarda, primer herpetik
gingivostomatit dahil birçok hastalık göz önünde bulundurulmalıdır.
 Tedavide, minör olgularda ilaç gerekmez.
 Şiddetli formlarda (Steven-Johnson sendromunda) etken ilacın
kesilmesi, kısa sürede sıvı elektrolit dengesini sağlamak ve hastayı
enfeksiyondan korumak önemlidir.
 Topikal steroidlerTopikal steroidler kullanılabilir.
 Sistemik steroidlerin kullanımı tartışmalıdırSistemik steroidlerin kullanımı tartışmalıdır.
 Hastalığa rekürrent herpes sebep oluyorsa antiviral ilaçlar tedaviye
eklenebilir.
39
DOÇDRFATİHÖZAN
40
DOÇDRFATİHÖZAN
Eritema multiforme ve primer herpetik gingivostomatitis ayırıcı özellikleri
Özellik Eritema Multiforme Primer herpetik gingivostomatitis
Semptom Hafiften çok şiddetliye kadar Orta ve çok şiddetli olabilir
Tipik klinik
görüntü
Büyük ağız ve dudak
ülserleri, deride hedef
lezyonlar
Ağız ve çevresinde küçük ülserler, deri ülserleri
Tipik etkilenen
alanlar
Bukkal mukoza, dil,
dudaklar, damak,
ekstremiteler
Dişeti, dudaklar, ağız çevresi deri
Sebep Aşırı duyarlılık reaksiyonu HSV
Yaş Genç yetişkinler Çocuklar
Predispozan
faktörler
Yakın zamanda ilaç kullanımı,
enfeksiyon
Enfekte hasta ile temas (özellikle HSV)
Tedavi Semptomatik, steroidler Asiklovir
41
DOÇDRFATİHÖZAN
42
DOÇDRFATİHÖZAN
43
DOÇDRFATİHÖZAN
44
DOÇDRFATİHÖZAN
45
DOÇDRFATİHÖZAN
46
DOÇDRFATİHÖZAN
LUPUS ERÄ°TEMATOZUS
 Lupus eritematosus bir bağ doku hastalığıdır.
 Sistemik (akut)Sistemik (akut) ve diskoid (kronik)diskoid (kronik) olmak üzere iki
formu vardır ve her iki formda da oral bulgular mevcuttur.
 Her ikisinde de oral liken planus benzeri ağız lezyonları
oluÅŸabilir.
 Sistemik formu birçok organ üzerinde büyük etkiye sahip
olduğundan dolayı özel bir önem taşımaktadır.
 Diskoid formu hastalığın daha az agresif olan formudurDiskoid formu hastalığın daha az agresif olan formudur,
ağırlıklı olarak deriyi etkiler ve nadiren sistemik forma
dönüşür.
 Genetik veya viral faktörler tarafından tetiklenen otoimmün
bir hastalık olduğu düşünülmektedir. 47
DOÇDRFATİHÖZAN
ï‚¢ Diskoid lupus erithematosusDiskoid lupus erithematosus temelde bir derideri
hastalığıdırhastalığıdır ve karakteristik olarak orta yaşlı kadınlarda
görülmektedir.
 Lezyonlar sıklıkla deride, özellikle yüz ve saçlı deride oluşur.
 Ağız boşluğunda ve vermilyonda görülen lezyonlar hiperpigmente
kenarları olan, disk şeklinde eritematöz plaklar olarak
görülmektedir.
 Lezyonlar perifere genişledikçe, merkez skar oluşması ve
pigmentasyon kaybı ile iyileşmektedir.
 Hastaların %25’inde müköz membran lezyonları görülür.
 Bukkal mukoza, gingiva ve vermilyon en çok etkilenen bölgelerdir.
 Lezyonlar eritematöz plaklar veya erozyonlar şeklinde
görülebilmektedir.
 Lezyonda genellikle oral liken planusa benzer keratotik çizgiler
mevcuttur. 48
DOÇDRFATİHÖZAN
ï‚¢
Hastalığın sistemik formundasistemik formunda deri ve mukoza lezyonları
hafiftir, hastalar çok sayıda organ tutulumundançok sayıda organ tutulumundan şikayetçidirler.
 Eklem ağrısı ve deri lezyonları en sık görülen şikayettir.
 Deri tutulumu sonucunda klasik olarak malar (zigoma) bölge ve burun
kemerinde eritematöz lezyon görülür.
 Bu lezyon sistemik lupus erithematosus için karakteristik olan kelebeksistemik lupus erithematosus için karakteristik olan kelebek
görünümünügörünümünü oluşturur.
 Yüzün diğer alanlarında, gövde ve ellerde de tutulum görülebilir.
 Sistemik formun oral lezyonları diskoid formda görülenler ile benzerdir.
 Tipik olarak hastalık ilerledikçe organlarda tutulum görülür.
 Eklemler, böbrekler, kalp ve akciğerler en sık etkilenen organlardır.
 Böbrek lezyonları sistemik lupus erithematosusun sıklıkla ölüm ile
sonuçlanmasına neden olur.
49
DOÇDRFATİHÖZAN
50
DOÇDRFATİHÖZAN
Diskoid (kronik) ve sistemik (akut) lupus erithematosusun karşılaştırılması
Özellik Diskoid form Sistemik form
Organ tutulumu Yok Genellikle
Deri Neredeyse her zaman Genellikle
Oral kavite Sıklıkla Nadiren
Böbrekler Yok Genellikle
Eklemler Yok Genellikle
Kalp Yok Genellikle
Semptomlar Yok Ateş, kilo kaybı, kırgınlık
51
DOÇDRFATİHÖZAN
52
DOÇDRFATİHÖZAN
53
DOÇDRFATİHÖZAN
54
DOÇDRFATİHÖZAN
55
DOÇDRFATİHÖZAN
WEGENERS GRANÃœLOMATOZÄ°S
 Etyolojisi bilinmeyen enflamatuar bir hastalıktır
ï‚¢ Tipik triad;
1. Ãœst solunumu yolu
2. AkciÄŸer
3. Böbrek
 Oral kavite ve deride lezyonları görülebilir (oral
ülserasyonlar)
56
DOÇDRFATİHÖZAN
ï‚¢ Temel patolojik olay;
1. Nekrotizan vaskülit
2. Granülomatöz enflamasyon
ï‚¢ Orta yaÅŸ
 Hastalık baş ve boyunda görülen semptomlar ile başlıyor;
1. Sinüzit
2. Burun akıntısı
3. Burun tıkanıklığı
4. Epistaksis
ï‚¢ Non spesifik ÅŸikayetler;
1. AteÅŸ
2. Artralji
3. Kilo kaybı
57
DOÇDRFATİHÖZAN
 Tipik ülseratif destrüktif lezyonlar
ï‚¢ Nazal septum perforasyonu ve nekrozu (nadiren
sert damak perforasyonu)
 İntraoral: kırmızı granüler gingival lezyonlar
58
DOÇDRFATİHÖZAN
DOÇDRFATİHÖZAN
59
60
DOÇDRFATİHÖZAN
61
DOÇDRFATİHÖZAN
TEDAVÄ°
ï‚¢ Kemoterapi (sitotoksik ajanlar)
ï‚¢ Kortikosteroidler
 Böbrek tutulumu sonucu, yetmezlik
ï‚¢ AkciÄŸer tutulumu sonucu, yetmezlik
62
DOÇDRFATİHÖZAN
MÄ°DLÄ°NE GRANÃœLOMA
 Wegeners granülomatozis ile ortak özelliklerden dolayı
eskiden sınıflamada beraber yer alıyorlardı
ï‚¢ Etiyolojisi bilinmiyor
 Unifokal deskrüktif durum; genellikle oronazal bölge orta
hat
ï‚¢ Klinik olarak; agresif, iyileÅŸmeyen, ilerleyen nekrotik
ülserler
ï‚¢ Nazal septum ve sert damak perforasyonu karakteristik
63
DOÇDRFATİHÖZAN
TEDAVÄ°
1. Yüksek doz lokal radyoterapi
2. Kortikosteroid (çok etkili değil)
ï‚¢ Tedavi edilmez ise;
1. Yıkım devam eder
2. Vital yapılara giden erozyon ve ölüm.
64
DOÇDRFATİHÖZAN
65
DOÇDRFATİHÖZAN
66
DOÇDRFATİHÖZAN
67
DOÇDRFATİHÖZAN
TEŞEKKÜRLER…
DOÇDRFATİHÖZAN
68

More Related Content

Ağzın üLseratif lezyonları

  • 1. DOÇ. DR. FATÄ°H ÖZAN AÄ°BÃœ DÄ°Åž HEKÄ°MLİĞİ FAKÃœLTESÄ° AÄžIZ DÄ°Åž VE ÇENE CERRAHÄ°SÄ° ANABÄ°LÄ°M DALI
  • 3. AFTÖZ ÃœLSERLER ï‚¢ Aftöz ülserler nüfusun % 10-25 arasındaki bir bölümünü etkilemektedir. ï‚¢ Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kiÅŸilerde görülme oranı daha fazladır. ï‚¢ Çok faktörlü bir etyolojiden söz edilmektedir. 3 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 4. 1. Genetik yatkınlık 2. Travmaya karşı geliÅŸen ÅŸiddetli yanıt 3. Enfeksiyonlar 4. Ä°mmünolojik düzensizlikler 5. Gastrointestinal bozukluklar 6. Hematolojik bozukluklar 7. Hormonal düzensizlikler 8. Stress 9. Genetik yatkınlık konusunda yapılan çalışmalar sonucunda bazı bireylerin ailesel anamnezinin pozitif olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. 4 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 5. ï‚¢ Aftın belirli bir mikroorganizmaya baÄŸlı olarak oluÅŸtuÄŸuna dair kesin bir kanıt yoktur. ï‚¢ Bazı aftöz lezyonlarda adenovirüs ve HSV 1 varlığı belirlenmesi enfeksiyöz etyolojiyi düşündürmüştür. ï‚¢ Aftöz ülser bulunan bireylerde oral müköz membranlara karşı otoantikorlar tespit edilmiÅŸtir. ï‚¢ Bazı araÅŸtırmacılar dolaşımda bulunan immün kompleksin etyolojide rol oynadığını, antijen antikordan oluÅŸan komplekse cevap veren nötrofillerin damar duvarlarındaki sitoplazmik enzimlerin salınmasına neden olduÄŸunu ve bu olayın epitel yıkımına neden olduÄŸunu söylemiÅŸtir. 5 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 6. ï‚¢ Günümüzde aftöz ülserlerin etyolojisinde T lenfositlerin önemli bir rol oynadığı ve fokal immün disfonksiyona baÄŸlı olarak oluÅŸtuÄŸuna inanılmaktadır. ï‚¢ Fındık, çikolata ve glutene karşı olan alerjilerin aftöz ülserlerin etyolojisinde rol aldığı düşünülmektedir. 6 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 7. ï‚¢ Hastaların yaklaşık %20’sinde (barsakta emilim sorunlar gibi sebeplerle) vitamin B12, folik asit ve demir eksikliÄŸi tespit edilmiÅŸtir. ï‚¢ Bu eksikliklerin düzeltilmesi ile lezyonların iyileÅŸmesinde ilerleme saÄŸlanmıştır. ï‚¢ Fakat bu eksikliklerin aftöz ülser bulunan bütün hastalarda mevcut olmaması soru iÅŸareti oluÅŸturmuÅŸtur. 7 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 8. ï‚¢ Bazı bayanlarda hormonal durumun deÄŸiÅŸtiÄŸi menstural döngü sırasında aftöz ülserler oluÅŸtuÄŸu bilinmektedir. ï‚¢ Ancak hormon tedavisinin etkili olduÄŸu konusunda güçlü bir kanıt yoktur. ï‚¢ Bazı çalışmalarda stres süresi ile ülserlerin ÅŸiddeti arasında iliÅŸki gösterilmiÅŸken, bazı çalışmalarda gösterilememiÅŸtir. ï‚¢ Aftlar AIDS hastalarında da görülebilmektedir. ï‚¢ Ä°mmün yetmezliÄŸin derecesi ile aftların görülme sıklığı ve ÅŸiddeti arasında iliÅŸki vardır. Sigara içenlerde daha az görüldüğü bilinmektedir. Sigara içmeyi bırakan kiÅŸilerde de ortaya çıkabilmektedir. Sonuç olarak aftöz ülserlerin etyolojisi açık bir ÅŸekilde ortaya konamamıştır. 8 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 9. 1.1. MinörMinör 2.2. MajorMajor 3.3. HerpetiformHerpetiform olmak üzere üç tip aftöz ülser tanımlanmıştır. ï‚¢ Bütün formlar aÄŸrılıdır ve rekürrent ülserler olarakrekürrent ülserler olarak görülebilirgörülebilir. ï‚¢ Ãœlserler vezikülleri takiben oluÅŸmaz. ï‚¢ Vestibüler mukoza, bukkal mukoza, dilin yan kenarları, yumuÅŸak damak, farinks aÄŸzı ve ağız tabanında lezyon görülebilir (keratinize olmayankeratinize olmayan mukozadamukozada). ï‚¢ Sert damak ve yapışık diÅŸetinde nadiren görülürSert damak ve yapışık diÅŸetinde nadiren görülür. 9 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 10. ï‚¢Minör aftöz ülserlerMinör aftöz ülserler en çok görülen formdur (%80). ï‚¢ Keratinize olmayan mukozada görülür. ï‚¢ Genellikle 0.5 cm’den küçük, tek, aÄŸrılı, üzeri sarımsı fibrinöz membran ile kaplı, çevresi eritematöz ülser ÅŸeklindedir. ï‚¢ Nadiren çoklu olarak görülür. ï‚¢ Genellikle 7-10 gün içerisinde ve skar bırakmadan iyileÅŸir. ï‚¢ Rekürrens görülmesi bireyden bireye göre deÄŸiÅŸir. 10 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 12. ï‚¢ Major aftöz ülserlerMajor aftöz ülserler, aftöz ülserlerin en ÅŸiddetli formudur ve sık görülmezler (%10). ï‚¢ Lezyonlar 0.5 cm’den büyüktür, minör aftdan daha fazla aÄŸrılıdır ve daha uzun sürede iyileÅŸir (birkaç ay sürebilir). ï‚¢ Klinik olarak major aft inflamasyonun derinliÄŸine baÄŸlı olarak krater ÅŸeklinde bir görünüme sahiptir ve iyileÅŸirken skar bırakabiliriyileÅŸirken skar bırakabilir. ï‚¢ Hareketli mukozada görülür, ancak bazen dil sırtı ve diÅŸetinde de görülebilir. ï‚¢ Malign ülserlere benzer görüntü verebilirMalign ülserlere benzer görüntü verebilir. 12 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 14. ï‚¢ Herpetiform aftöz ülserlerHerpetiform aftöz ülserler, sık görülmezler (%10). ï‚¢ Klinik olarak topluluk halinde (onlarca) ï‚¢ 1-2 mm çapında küçük ülserler ÅŸeklindedir. ï‚¢ Öncelikli olarak hareketli mukozanın etkilenmesine raÄŸmen, palatal ve gingival mukoza da etkilenebilir. ï‚¢ Ãœlserlerin etrafında parlak kırmızı bir halka vardır. ï‚¢ AÄŸrılıdır ve iyileÅŸme 1-2 hafta sürer. 14 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 16. ï‚¢ Az sayıda minör aftöz ülser bulunan vakalarda tedaviye gerek yoktur. ï‚¢ Fakat hastanın ciddi olarak etkilendiÄŸi durumlarda sistemik steroidler kullanılabilir. ï‚¢ DiÄŸer vakalarda tedavinin topikal olarak uygulanması yeterli olacaktır. ï‚¢ Kortikosteroidler iyileÅŸmeyi hızlandırmak için deÄŸil, aÄŸrı ve inflamasyonu azaltmak için kullanılır. ï‚¢ Bir kortikosteroid olan triamcinolone (Kenacort A Orabase) lokal olarak tedavide kullanılabilir. 16 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 17. ï‚¢ Tetrasiklin ağız gargaralarının aft görülme sıklığını ve ÅŸiddetini azalttığı görülmüştür. ï‚¢ 250 mg tetrasiklin kapsül bir miktar su içerisine dökülerek 2-3 dakika ağızda tutularak günde üç defa uygulama yapılabilir. ï‚¢ Günde üç defa kullanılan % 0.2 lik klorheksidin gargara aftın görülme süresini ve rahatsızlığın ÅŸiddetini azaltmaktadır. 17 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 18. REKÃœRRENT AFT ï‚¢ Sıklıkla çocukluk döneminde baÅŸlar, adölesan veya erken eriÅŸkinlik döneminde pik yapar ï‚¢ KiÅŸideki görülme sıklığı deÄŸiÅŸkendir, ancak bazen düzenli aralıklarla görülür ï‚¢ Hastaların çoÄŸu saÄŸlıklıdır ï‚¢ Az bir kısmında hematolojik eksiklik vardır ï‚¢ Hastaların çoÄŸu sigara kullanmaz ï‚¢ Hastalık genellikle zaman içinde kendini sınırlar 18 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 19. 19 DOÇDRFATÄ°HÖZAN AFTÖZ ÃœLSER FORMLARININ ÖZELLÄ°KLERÄ° Özellik Minör Major Herpetiform Behçet Etyoloji Ä°mmünolojik defekt Ä°mmünolojik defekt Ä°mmünolojik defekt Ä°mmünolojik defekt Etkilenen alan Gingiva, sert damak ve vermilyon hariç her yer Gingiva, sert damak ve vermilyon hariç her yer Ä°ntraoral her yer Gingiva, sert damak ve vermilyon hariç her yer Ãœlser sayısı Genellikle bir Birkaç adet Çok sayıda Az miktarda Ãœlserler vezikül sonrası mı oluÅŸuyor? Hayır Hayır Hayır Hayır Ekstraoral tutulum Hayır Hayır Hayır Evet (genital, göz) Tedavi Semptomatik, topikal steroid Topikal, intralezyonel veya sistemik steroid Topikal veya sistemik steroid Ä°mmunsüpresif
  • 20. Sekonder oral herpes simpleks enfeksiyonlarının ve aftın özelliklerinin karşılaÅŸtırılması Parametre Herpes Aft Sebep HSV-1 Fokal immünoregülasyon Predispozan faktörler Stres, travma, ultraviyole ışını, immün direncin azalması Stres, travma, hormonal deÄŸiÅŸiklikler, diyet, immünolojik deÄŸiÅŸiklikler Prodromal lezyonlar Genellikle Nadiren Sitoloji Virüs ile enfekte epitelyal hücre Non spesifik Veziküler safha Var Yok Ãœlser sayısı Çok sayıda yaygın Genellikle tek, oval AÄŸrı Var Var Lokalizasyon Vermilyon, sert damak, gingiva Genellikle hareketli mukoza Görülme süresi 1-2 hafta 1-2 hafta Ä°yileÅŸmeden sonra skar Yok Majör formunda var Rekürrens Var Var Tedavi Antiviral ilaçlar Steroidler 20 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 30. BEHÇET HASTALIÄžI ï‚¢ 1937 yılında Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. ï‚¢ Behçet sendromunun orijinali, oral aft, genital ülser ve üveit üçlemesi olarak tanımlanmıştır. ï‚¢ Birden fazla sistemin tutulum gösterdiÄŸi (mide-barsak, kalp-damar, göz, merkezi sinir sistemi, eklem, akciÄŸer, deri) ve rekürrent oral aftların görüldüğü hastalığa Behçet hastalığıBehçet hastalığı adı verilmektedir. ï‚¢ Ä°ngiltere ve Amerika’da nadir görülür, Akdeniz ülkelerinde göreceli olarak daha sıktır ve en çok da Japonya’da görülür. ï‚¢ 20-40 yaÅŸ arasında eriÅŸkin erkekler ağırlıklı olarak etkilenmektedir. ï‚¢ Oral bulguların minör olmasına raÄŸmen, özellikle göz ve santral sinir sistemi tutulumu çok ciddi sonuçlar ortaya çıkarır. ï‚¢ Etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. 30 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 31. ï‚¢ Oral lezyonlar aftöz stomatitte görülen ülserler ile tamamen aynıdır. ï‚¢ Ãœlserler minör aft formundadır. ï‚¢ Oküler bulgular olarak üveit ve konjuktivit en çok görülen inflamatuar semptomlardır. ï‚¢ Genital lezyonlar ülseratiftir, belirgin olarak aÄŸrı ve rahatsızlık oluÅŸturur. ï‚¢ Deri lezyonları (erythema nodosum, subkutanöz thromboflebit, derinin aşırı irritabilitesi) görülebilmektedir. ï‚¢ Behçet hastalığı tanısı koyabilmek için aftöz stomatitle birlikte diÄŸer iki major özelliÄŸin bir arada bulunması yeterli görülmektedir. 31 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 37. ERÄ°TEMA MULTÄ°FORME ï‚¢ Deri ve mukozalarda vezikül, bül ve ülserasyon ile karakterli aÄŸrılı bir hastalıktır. ï‚¢ HSV ile ilgili oluÅŸan minör formuminör formu ve sistemik ilaç kullanımı ile oluÅŸan major formumajor formu olmak üzere iki formu mevcuttur. ï‚¢ Hastalık deri veya müköz membranları ya da her ikisini birlikte etkileyen akut bir tablo ile baÅŸlar. ï‚¢ Eritema multiforme erkeklerde daha sık olup, prodromal evrede; ateÅŸ, kırgınlık, baÅŸ aÄŸrısı, boÄŸaz aÄŸrısı görülebilir. ï‚¢ Daha sonra eritemli deri lezyonlarıeritemli deri lezyonları ortaya çıkar. ï‚¢ Bunlar kabarık olmayan yuvarlak, kırmızıkabarık olmayan yuvarlak, kırmızı lezyonlardır. 37 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 38. ï‚¢ Bunları takiben hafif kabarık ve bazen ortasında bül veya nekroz bulunabilen lezyonlar oluÅŸur. ï‚¢ Bu lezyonların çevresinde kırmızı, dairesel yapılar bulunabilir. ï‚¢ Bu lezyonlar hedef tahtasına (boÄŸa gözü veya irise de benzetilmektedir) benzediÄŸi için hedef lezyonhedef lezyon adı verilir. ï‚¢ Hastalık ağız boÅŸluÄŸunda ülseratif bir hastalık olarak görülür. ï‚¢ Birkaç aftöz tip lezyondan, çok sayıda yaygın yüzeysel ülsere kadar deÄŸiÅŸen bir tablo gözlenebilir. ï‚¢ En çok dudaklar, yanak mukozası, damak ve dil etkilenmekle birlikte, oral kavitede her yerde tutulumoral kavitede her yerde tutulum görülebilirgörülebilir. 38 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 39. ï‚¢ Eritema multiforme majordaEritema multiforme majorda (Steven-JohnsonSteven-Johnson SendromuSendromu) ilaç etkileri ön plandadır. AteÅŸ, oral-konjunktival-genital ülserler ve skar oluÅŸumları görülür. ï‚¢ EÄŸer hedef lezyonlar mevcutsa klinik olarak tanı koymak kolaydır. ï‚¢ Deri lezyonlarının mevcut olmadığı vakalarda, primer herpetik gingivostomatit dahil birçok hastalık göz önünde bulundurulmalıdır. ï‚¢ Tedavide, minör olgularda ilaç gerekmez. ï‚¢ Åžiddetli formlarda (Steven-Johnson sendromunda) etken ilacın kesilmesi, kısa sürede sıvı elektrolit dengesini saÄŸlamak ve hastayı enfeksiyondan korumak önemlidir. ï‚¢ Topikal steroidlerTopikal steroidler kullanılabilir. ï‚¢ Sistemik steroidlerin kullanımı tartışmalıdırSistemik steroidlerin kullanımı tartışmalıdır. ï‚¢ Hastalığa rekürrent herpes sebep oluyorsa antiviral ilaçlar tedaviye eklenebilir. 39 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 40. 40 DOÇDRFATÄ°HÖZAN Eritema multiforme ve primer herpetik gingivostomatitis ayırıcı özellikleri Özellik Eritema Multiforme Primer herpetik gingivostomatitis Semptom Hafiften çok ÅŸiddetliye kadar Orta ve çok ÅŸiddetli olabilir Tipik klinik görüntü Büyük ağız ve dudak ülserleri, deride hedef lezyonlar Ağız ve çevresinde küçük ülserler, deri ülserleri Tipik etkilenen alanlar Bukkal mukoza, dil, dudaklar, damak, ekstremiteler DiÅŸeti, dudaklar, ağız çevresi deri Sebep Aşırı duyarlılık reaksiyonu HSV YaÅŸ Genç yetiÅŸkinler Çocuklar Predispozan faktörler Yakın zamanda ilaç kullanımı, enfeksiyon Enfekte hasta ile temas (özellikle HSV) Tedavi Semptomatik, steroidler Asiklovir
  • 47. LUPUS ERÄ°TEMATOZUS ï‚¢ Lupus eritematosus bir baÄŸ doku hastalığıdır. ï‚¢ Sistemik (akut)Sistemik (akut) ve diskoid (kronik)diskoid (kronik) olmak üzere iki formu vardır ve her iki formda da oral bulgular mevcuttur. ï‚¢ Her ikisinde de oral liken planus benzeri ağız lezyonları oluÅŸabilir. ï‚¢ Sistemik formu birçok organ üzerinde büyük etkiye sahip olduÄŸundan dolayı özel bir önem taşımaktadır. ï‚¢ Diskoid formu hastalığın daha az agresif olan formudurDiskoid formu hastalığın daha az agresif olan formudur, ağırlıklı olarak deriyi etkiler ve nadiren sistemik forma dönüşür. ï‚¢ Genetik veya viral faktörler tarafından tetiklenen otoimmün bir hastalık olduÄŸu düşünülmektedir. 47 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 48. ï‚¢ Diskoid lupus erithematosusDiskoid lupus erithematosus temelde bir derideri hastalığıdırhastalığıdır ve karakteristik olarak orta yaÅŸlı kadınlarda görülmektedir. ï‚¢ Lezyonlar sıklıkla deride, özellikle yüz ve saçlı deride oluÅŸur. ï‚¢ Ağız boÅŸluÄŸunda ve vermilyonda görülen lezyonlar hiperpigmente kenarları olan, disk ÅŸeklinde eritematöz plaklar olarak görülmektedir. ï‚¢ Lezyonlar perifere geniÅŸledikçe, merkez skar oluÅŸması ve pigmentasyon kaybı ile iyileÅŸmektedir. ï‚¢ Hastaların %25’inde müköz membran lezyonları görülür. ï‚¢ Bukkal mukoza, gingiva ve vermilyon en çok etkilenen bölgelerdir. ï‚¢ Lezyonlar eritematöz plaklar veya erozyonlar ÅŸeklinde görülebilmektedir. ï‚¢ Lezyonda genellikle oral liken planusa benzer keratotik çizgiler mevcuttur. 48 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 49. ï‚¢ Hastalığın sistemik formundasistemik formunda deri ve mukoza lezyonları hafiftir, hastalar çok sayıda organ tutulumundançok sayıda organ tutulumundan ÅŸikayetçidirler. ï‚¢ Eklem aÄŸrısı ve deri lezyonları en sık görülen ÅŸikayettir. ï‚¢ Deri tutulumu sonucunda klasik olarak malar (zigoma) bölge ve burun kemerinde eritematöz lezyon görülür. ï‚¢ Bu lezyon sistemik lupus erithematosus için karakteristik olan kelebeksistemik lupus erithematosus için karakteristik olan kelebek görünümünügörünümünü oluÅŸturur. ï‚¢ Yüzün diÄŸer alanlarında, gövde ve ellerde de tutulum görülebilir. ï‚¢ Sistemik formun oral lezyonları diskoid formda görülenler ile benzerdir. ï‚¢ Tipik olarak hastalık ilerledikçe organlarda tutulum görülür. ï‚¢ Eklemler, böbrekler, kalp ve akciÄŸerler en sık etkilenen organlardır. ï‚¢ Böbrek lezyonları sistemik lupus erithematosusun sıklıkla ölüm ile sonuçlanmasına neden olur. 49 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 51. Diskoid (kronik) ve sistemik (akut) lupus erithematosusun karşılaÅŸtırılması Özellik Diskoid form Sistemik form Organ tutulumu Yok Genellikle Deri Neredeyse her zaman Genellikle Oral kavite Sıklıkla Nadiren Böbrekler Yok Genellikle Eklemler Yok Genellikle Kalp Yok Genellikle Semptomlar Yok AteÅŸ, kilo kaybı, kırgınlık 51 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 56. WEGENERS GRANÃœLOMATOZÄ°S ï‚¢ Etyolojisi bilinmeyen enflamatuar bir hastalıktır ï‚¢ Tipik triad; 1. Ãœst solunumu yolu 2. AkciÄŸer 3. Böbrek ï‚¢ Oral kavite ve deride lezyonları görülebilir (oral ülserasyonlar) 56 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 57. ï‚¢ Temel patolojik olay; 1. Nekrotizan vaskülit 2. Granülomatöz enflamasyon ï‚¢ Orta yaÅŸ ï‚¢ Hastalık baÅŸ ve boyunda görülen semptomlar ile baÅŸlıyor; 1. Sinüzit 2. Burun akıntısı 3. Burun tıkanıklığı 4. Epistaksis ï‚¢ Non spesifik ÅŸikayetler; 1. AteÅŸ 2. Artralji 3. Kilo kaybı 57 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 58. ï‚¢ Tipik ülseratif destrüktif lezyonlar ï‚¢ Nazal septum perforasyonu ve nekrozu (nadiren sert damak perforasyonu) ï‚¢ Ä°ntraoral: kırmızı granüler gingival lezyonlar 58 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 62. TEDAVÄ° ï‚¢ Kemoterapi (sitotoksik ajanlar) ï‚¢ Kortikosteroidler ï‚¢ Böbrek tutulumu sonucu, yetmezlik ï‚¢ AkciÄŸer tutulumu sonucu, yetmezlik 62 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 63. MÄ°DLÄ°NE GRANÃœLOMA ï‚¢ Wegeners granülomatozis ile ortak özelliklerden dolayı eskiden sınıflamada beraber yer alıyorlardı ï‚¢ Etiyolojisi bilinmiyor ï‚¢ Unifokal deskrüktif durum; genellikle oronazal bölge orta hat ï‚¢ Klinik olarak; agresif, iyileÅŸmeyen, ilerleyen nekrotik ülserler ï‚¢ Nazal septum ve sert damak perforasyonu karakteristik 63 DOÇDRFATÄ°HÖZAN
  • 64. TEDAVÄ° 1. Yüksek doz lokal radyoterapi 2. Kortikosteroid (çok etkili deÄŸil) ï‚¢ Tedavi edilmez ise; 1. Yıkım devam eder 2. Vital yapılara giden erozyon ve ölüm. 64 DOÇDRFATÄ°HÖZAN

Editor's Notes

  1. Eritema multiforme majör